Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS), tüp bebek tedavisi gören kadınlarda görülebilen ciddi bir sağlık sorunudur. Bu durum özellikle polikistik over sendromu olan kadınlarda daha sık ortaya çıkar. Hormon tedavisi ile yumurtalıkların aşırı uyarılması sonucu abdominal bölgede şişlik ve ağrı meydana gelir. Tedavi sırasında kullanılan hormonlar nedeniyle karın boşluğunda sıvı birikimi olabilir. İnsan koryonik gonadotropin hormonunun yüksek seviyeleri bu durumu tetikler. Son yıllarda yapılan tıbbi gelişmeler OHSS riskini azaltmıştır. Araştırmalar bu komplikasyonu minimuma indirgemeyi ve tedavi başarılarını artırmayı hedeflemektedir.
Tanım | Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS), yumurtalıkların hormon tedavisi sonucu aşırı uyarılması nedeniyle şişerek sıvı biriktirmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. |
Nedenleri | Genellikle tüp bebek (IVF) tedavisinde kullanılan hormon ilaçları (özellikle HCG hormonu) nedeniyle yumurtalıkların aşırı uyarılması sonucunda oluşur. |
Risk Faktörleri | Genç yaş, polikistik over sendromu (PCOS) öyküsü, düşük vücut kitle indeksi, önceki tedavilerde OHSS öyküsü, yüksek estradiol seviyeleri ve çok sayıda folikül gelişimi. |
Belirtiler | Hafif OHSS’de karın ağrısı, şişkinlik, bulantı, kusma, ishal; şiddetli OHSS’de ise karında sıvı birikmesi (asit), hızlı kilo artışı, nefes darlığı, idrar miktarında azalma görülür. |
Tanı Yöntemleri | – Fizik Muayene ve Semptomlar: Karın ağrısı, şişkinlik ve diğer OHSS belirtilerinin değerlendirilmesi. – Ultrason: Yumurtalıkların büyüklüğünü ve sıvı birikimini değerlendirme. – Kan Testleri: Böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesi, elektrolit dengesizliklerinin kontrolü. |
Olası Komplikasyonlar | Şiddetli vakalarda kan pıhtılaşma riski, böbrek yetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu ve solunum sıkıntısı. |
Tedavi Seçenekleri | – Hafif OHSS genellikle kendiliğinden düzelir ve evde dinlenme, bol sıvı tüketimi, protein alımı ile yönetilebilir. – İlaç Tedavisi: Ağrı kesiciler ve antiemetikler kullanılabilir. – Şiddetli OHSS’de hastanede sıvı tedavisi, elektrolit dengesi ve gerekirse parasentez (karındaki fazla sıvının alınması) yapılabilir. |
Önlem Yolları | OHSS riskini azaltmak için düşük dozda hormon tedavisi, alternatif hormon protokolleri, düzenli ultrason ve kan testleri ile yumurtalıkların büyümesinin takip edilmesi önerilir. |
Takip ve İzlem | Tedavi süresince düzenli ultrason, hormon seviyelerinin takip edilmesi ve OHSS semptomları izlenerek erken müdahale sağlanır. |
Diğer Notlar | OHSS riski yüksek olan hastalarda, embriyoların dondurulması ve embriyo transferinin daha sonraki bir döngüde yapılması riskleri azaltmak için tercih edilebilir. |
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) Kimlerde Görülür?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) bazı kadınları daha fazla etkiler. En riskli grup polikistik over sendromuna (PKOS) sahip olanlardır. Bu hastalığa sahip kadınlar hormonal tedavilere karşı daha duyarlıdır. İkinci olarak tüp bebek ve yumurtlama tedavileri gören kadınlar sıkça bu durumla karşılaşabilir. Yüksek yumurtalık rezervine sahip olanlar da bu gruptadır. Ayrıca birden fazla folikül geliştirenler de yüksek risk altındadır. Bu sendrom genellikle aşağıdaki grupları içerir:
- Polikistik over sendromu olan kadınlar.
- Yüksek yumurtalık rezervine sahip olanlar.
- Çok sayıda folikül geliştirenler.
- Tüp bebek veya diğer hormonal doğurganlık tedavileri görenler.
OHSS insan koryonik gonadotropin (HCG) hormonunun yüksek seviyeleriyle tetiklenir. Bu durum tedaviye yanıt olarak yumurtalıkların aşırı ve hızlı tepki vermesine neden olur. Tedavi edilmezse ciddi vakalar tıbbi müdahale gerektirebilir. Şiddetli OHSS vakaları sağlık için ciddi riskler taşır ve acil müdahaleyi gerektirir. Dolayısıyla bu durumun kimlerde görüldüğünü bilmek önlem alınmasını ve tedavi süreçlerinin daha dikkatli yürütülmesini sağlar.
OHSS Belirtileri Nelerdir?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) belirtileri genellikle hormon tedavisi sonrasında gelişir ve ciddiyeti değişkenlik gösterir. Belirtiler hafif orta ve şiddetli olarak sınıflandırılabilir. Hafif semptomlar arasında karın bölgesinde hafif ağrılar yer alır. Ayrıca karında şişkinlik ve rahatsızlık hissi oluşabilir. Bunlara ek olarak hafif bulantı ve kusma da görülebilir.
Orta düzey belirtiler daha belirgin rahatsızlık içerir. Karın bölgesinde artan ağrı ve sürekli bir bulantı hissi yaşanabilir. İshal ve yumurtalıklar çevresinde hassasiyet de orta seviye semptomlardır.
Şiddetli OHSS belirtileri ise daha ciddi sağlık riskleri taşır:
- Hızlı kilo alımı: Kısa sürede belirgin kilo artışı.
- Yoğun karın ağrısı: Sürekli ve şiddetli rahatsızlık.
- Sürekli bulantı ve kusma: Kesintisiz ve kontrol edilemeyen.
- Kan pıhtıları: Kanın yoğunlaşması ile artan risk.
- İdrar çıkışında azalma: İdrar yapma sıklığının azalması.
- Nefes darlığı: Akciğerlerde sıvı birikimi nedeniyle solunum güçlüğü.
- Karın bölgesinde belirgin şişlik: Sıvı birikimi nedeniyle karın bölgesinin büyümesi.
Bu belirtilerden herhangi birinin görülmesi durumunda zaman kaybetmeden bir sağlık uzmanına başvurulmalıdır. Özellikle şiddetli belirtiler acil müdahale gerektirebilir ve durumun ilerlemesi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
OHSS’nin Hafif Orta ve Şiddetli Şekilleri Nelerdir?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) yumurtalıkların aşırı uyarılmasıyla karakterize edilen ve tedavinin şiddetine göre üç farklı düzeyde incelenen bir sağlık sorunudur.
Hafif OHSS’de belirtiler genel olarak hafiftir. Şunları içerebilir:
- Hafif karın ağrısı ve şişkinlik
- Bulantı
- Hafif kilo artışı
Belirtiler genellikle kısa sürede ve kendiliğinden düzelir.
- Orta OHSS daha yoğun belirtiler gösterir:
- Orta derecede karın ağrısı
- Belirgin şişkinlik
- Bulantı ve kusma
- Gözle görülür kilo artışı
Bu durum sağlık uzmanı gözetiminde izlenmelidir.
Şiddetli OHSS ciddi ve acil müdahale gerektiren belirtilerle ortaya çıkar:
- Şiddetli karın ağrısı
- Hızlı kilo artışı
- Sürekli mide bulantısı ve kusma
- İdrar miktarında azalma
- Nefes darlığı
- Karın bölgesinde sıkılık
Şiddetli durumlar hastanede tedavi gerektirir.
Bu düzeylerdeki belirtiler tedaviye ve bireysel yanıtlara göre değişkenlik gösterebilir. Her bir evre hormon tedavilerine bağlı olarak gelişebilir ve özellikle hormon düzeylerinin yüksek olduğu durumlarda izlenmesi kritiktir. OHSS’nin her bir formu tedavi protokollerine uygun olarak ele alınmalı ve gerektiğinde uygun müdahaleler planlanmalıdır.
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) Nasıl Teşhis Edilir?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) tanısı belirli klinik değerlendirmeler ve tanısal testlerle konulur. Tedavi sürecindeki kadınların sağlık durumlarının detaylı bir şekilde incelenmesi gereklidir. İlk adım olarak fiziksel bir muayene gerçekleştirilir. Bu sırada doktor hastanın genel sağlık durumunu ve OHSS’e özgü belirtileri gözlemler.
- Fizik Muayene: Hastanın kilo değişiklikleri karın bölgesindeki ağrı ve bel çevresindeki artış değerlendirilir.
Ayrıca hastalığın teşhisinde yardımcı olacak bazı tanısal testler uygulanır:
- Ultrason: Yumurtalıkların büyüklüğü ve karında sıvı birikimi incelenir.
- Kan Testleri:
- Hormon düzeyleri (özellikle östrojen ve progesteron) ölçülür.
- Kan bileşenleri ve böbrek fonksiyonu değerlendirilir.
Bu testler OHSS’un varlığını ve şiddetini belirlemek için kritik öneme sahiptir. Son olarak doğurganlık tedavisine devam eden hastaların düzenli olarak izlenmesi sağlanır. Bu izleme sürecinde vajinal ultrasonlar ve kan testleri OHSS’un erken belirtilerini saptamak için kullanılır. Erken teşhis durumun etkili bir şekilde yönetilmesine ve olası komplikasyonların önlenmesine olanak tanır. Bu tanı yöntemleri OHSS’u etkin bir şekilde yönetmek ve hastanın sağlık durumunu korumak için esastır.
OHSS’nin Tedavisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) için tedavi yaklaşımları durumun şiddetine göre farklılık gösterir. Tedavinin ana hedefi semptomların kontrol altına alınması ve hastanın genel sağlık durumunun korunmasıdır. Tedavi sürecinde hastaların hidrasyon durumu yakından izlenir ve elektrolit içeren sıvılar verilir. Fiziksel muayene ve görüntüleme teknikleri ile hastanın durumu sürekli olarak değerlendirilir. Ağrı kontrolü için parasetamol gibi ağrı kesicilerin kullanımı yaygındır. Hastaların yorucu aktivitelerden kaçınmaları ve günlük olarak kendilerini tartmaları tavsiye edilir.
Hafif ve Orta Düzeyde OHSS için Tedavi Yöntemleri:
- Sıvı Alımının Artırılması: Hastalara hidrasyonlarını sağlamak amacıyla elektrolit bakımından zengin sıvılar önerilir.
- İzlem: Hastanın durumu düzenli aralıklarla fiziksel muayeneler ultrason ve kan testleriyle kontrol edilir.
- Ağrı Yönetimi: Ağrının kontrolü için reçetesiz satılan ağrı kesicilerden yararlanılır.
- Aktivite Kısıtlaması: Fiziksel yorgunluk yaratacak aktivitelerden uzak durulması istenir.
- Günlük İzlem: Vücut ağırlığı ve bel çevresi ölçümleriyle durum takibi yapılır.
Şiddetli OHSS için Tedavi Yöntemleri:
- Hastanede Yatış: Hastalar genellikle yoğun bakım gerektirecek durumlarda hastaneye yatırılır.
- Damar Yoluyla Sıvı Tedavisi: Vücuttaki elektrolit dengesinin korunması ve yeterli hidrasyon için intravenöz sıvı tedavisi uygulanır.
- İlaçlar: Semptomları hafifletmek için kabergolin gibi ilaçlar kullanılır ve yumurtalık aktivitesini baskılamak için GnRH antagonistleri veya letrozol reçete edilebilir.
- Drenaj: Fazla sıvının karın boşluğundan alınması amacıyla iğne ile drenaj yapılır.
- Antikoagülanlar: Kan pıhtılaşmasını önlemek amacıyla kullanılır.
Bu tedavi yöntemleri OHSS’nin yol açtığı semptomları etkin bir şekilde yönetmeyi ve hastaların iyileşme sürecini hızlandırmayı amaçlar.
OHSS’nin Gebelik Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) gebelik sürecini olumsuz yönde etkileyebilir. Tedavi sürecinde yüksek dozda hormon kullanımı yumurtalıkların aşırı uyarılmasına ve vücutta sıvı birikimine neden olur. Bu durum gebelikte karın ağrısı ve bulantı gibi belirtileri şiddetlendirebilir. Ayrıca OHSS gebelik döneminde bazı ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir:
- Hızlı kilo artışı ve idrar çıkışında azalma gibi değişimler yaşanabilir.
- Nefes darlığı gebelikte daha sık rastlanan bir sorun haline gelebilir.
- Kan pıhtılaşma riskinde artış hem anne hem de bebek için ciddi tehlikeler oluşturur.
OHSS preeklampsi olasılığını artırarak yüksek tansiyon ve diğer organ hasarları riskini taşır. Bu komplikasyonlar doğrudan anne ve bebek sağlığını tehdit eder. Ayrıca OHSS’den etkilenen gebeliklerde görülen riskler şunlardır:
- Erken doğum riski artar.
- Düşük doğum ağırlığı olasılığı yükselir bu da yenidoğan için uzun vadeli sağlık sorunlarına sebep olabilir.
Bu komplikasyonlar nedeniyle OHSS gebelik yönetiminde önemli bir sağlık meselesi olarak değerlendirilir. Tedavi sürecinde bu risklerin azaltılması hem annenin hem de bebeğin sağlığı için kritik öneme sahiptir.
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) Nasıl Önlenir?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) önlemek için uygulanan stratejiler hastanın sağlığını korumak ve tedavi sürecini güvenli hale getirmek amacı taşır. Temelde doğurganlık tedavileri sırasında ortaya çıkabilecek riskleri minimize etmek için dikkatlice planlanmış bir yaklaşım benimsenir. Öncelikle tedavi süreci bireysel faktörlere göre şekillendirilir. Bu kapsamda uygulanan stratejiler şunlardır:
- İlaç Dozunun Ayarlanması: Tedavi sürecinde gonadotropinlerin en düşük etkili dozu tercih edilir.
- Alternatif Tetikleyici İğneler: İnsan koryonik gonadotropin yerine leuprolid gibi alternatif ilaçlar kullanılır.
- Ek İlaçlar: Kabergolin kullanımı sıvı birikimini ve OHSS şiddetini azaltır.
- Kişiselleştirilmiş Tedavi Protokolleri: Hastanın yumurtalık rezervi ve diğer özellikleri dikkate alınarak özel tedavi protokolleri hazırlanır.
- Embriyoların Dondurulması: Yüksek riskli durumlarda embriyolar dondurularak transfer işlemi ertelenir.
- Tedavinin İzlenmesi ve Ayarlanması: Hastanın tedaviye yanıtı sürekli izlenir ve gerektiğinde tedavi planı ayarlanır.
Bu stratejiler hastanın sağlığını korumak ve OHSS riskini asgari düzeye indirmek için bir araya getirilir. Tedavi sürecinin her aşamasında hastanın yanıtları dikkatlice değerlendirilir ve herhangi bir risk anında müdahale edilir. Bu yaklaşım OHSS’yi önlemede etkili bir yöntem olarak kabul edilir.
OHSS Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?
Yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromu çeşitli faktörlerle tetiklenebilir ve bu risk faktörleri dikkate alınmalıdır. Polikistik Over Sendromu olan kadınlar hormonal dengesizlikler ve yoğun folikül aktivitesi nedeniyle daha yüksek risk altındadır. Ayrıca 35 yaşın altındaki genç kadınların yumurtalıkları daha hassas olabilir. Düşük vücut ağırlığına sahip bireylerde de risk artışı gözlemlenir. Özellikle dikkat edilmesi gereken bir diğer faktör estradiol seviyeleridir.
- Polikistik Over Sendromu: Hormonal dengesizliklerle birlikte artan folikül sayısı
- 35 Yaş Altı: Genç kadınların yüksek hassasiyeti
- Düşük Vücut Ağırlığı: Vücut kitle endeksinin düşük olması
- Yüksek veya Hızla Artan Estradiol Seviyeleri: HCG tetik iğnesi öncesi yüksek estradiol
- Çok Sayıda Folikül: Yumurtalıklarda artan folikül sayısı
Bu faktörlerin her biri OHSS gelişme ihtimalini önemli ölçüde artırabilir. Önceki OHSS tecrübesi olan kadınlar için risk daha da yüksektir. Tüp bebek tedavisi sırasında hamilelik özellikle birden fazla gebelik semptomların şiddetini artırabilir. Bu nedenle risk faktörlerinin bilinmesi ve gerektiğinde önlem alınması sağlık durumunu korumak adına kritik öneme sahiptir.
OHSS’nin Uzun Dönem Komplikasyonları Var mıdır?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir komplikasyondur. Tedavi edilmezse akciğerler ve diğer hayati organlar dahil olmak üzere vücudun çeşitli bölümlerinde kan pıhtıları oluşabilir. Bu pıhtılar hayati tehlike arz eden durumlara neden olabilir. Akciğer atardamarı tıkanıklığı özellikle dikkat edilmesi gereken bir risktir. Şiddetli sıvı kaybı ve dengesizlikler sonucunda böbrek yetmezliği gelişebilir. Bu böbrek fonksiyonlarının kalıcı olarak zarar görmesine yol açabilir. Vücutta sıvı birikimi başka sorunlara da sebep olabilir:
- Karın bölgesindeki sıvı birikimi (assit)
- Akciğerlerdeki sıvı birikimi (plevral efüzyon)
Bu sıvılar sürekli rahatsızlığa ve nefes alma zorluklarına neden olur. Ayrıca karın içi basıncın artmasına ve dolayısıyla başka komplikasyonların ortaya çıkmasına yol açabilir. Yumurtalıkların dönmesi yani yumurtalık torsiyonu kan akışının kesilmesine ve yumurtalık hasarına neden olabilir. Yumurtalık kistlerinin yırtılması ise iç kanamaya sebep olur ve acil cerrahi müdahale gerektirebilir. OHSS yaşayan hamile kadınlar düşük ve diğer hamilelik komplikasyonlarına daha yatkındır. Bu durumlar OHSS’nin uzun vadeli etkileri arasında en riskli olanlarıdır ve hızlı ve etkili müdahale gerektirir.
Sıkça Sorulan Sorular
OHSS nedir ve tüp bebek tedavisinde nasıl oluşur?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS), tüp bebek tedavisinin potansiyel olarak ciddi bir komplikasyonudur ve yumurtalıkların büyümesi ile karın ve göğüs boşluklarında sıvı birikmesiyle karakterizedir. OHSS, yumurtalıkların aşırı şekilde, kullanılan hormon tedavilerine yanıt vermesi sonucu meydana gelir, bu da damar geçirgenliğinin artmasına ve sıvı kaybına yol açar. Tüp bebek tedavisi sırasında orta ve şiddetli OHSS görülme oranı yaklaşık %1 ile %5 arasında değişirken, yüksek riskli hastalarda bu oran %20’ye kadar çıkabilir. Risk faktörleri arasında genç yaş, düşük vücut kitle indeksi, polikistik over sendromu ve önceki OHSS hikayesi bulunur. OHSS öncesi tedbirler, tedavi sürecinde dikkatli izleme, ilaç dozlarının ayarlanması ve alternatif ilaç uygulamaları gibi yöntemleri içerir. Şiddetli OHSS, asit, plevral effüzyon ve tromboembolizm gibi komplikasyonlara yol açabileceği için acil tıbbi müdahale gerektirir.
OHSS belirtileri nelerdir?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS), özellikle tüp bebek tedavilerinde (IVF) görülebilen bir komplikasyondur ve belirtileri hafif ile şiddetli arasında değişebilir. Hafif OHSS, tüp bebek tedavisi gören kadınların yaklaşık %33’ünde görülür ve genellikle karın şişliği, hafif ağrı, mide bulantısı ve sıvı birikimi nedeniyle kilo alımı ile kendini gösterir. Orta şiddette OHSS, karın şişliğinin artması, kusma ve idrar çıkışının azalması gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Şiddetli OHSS ise vakaların yaklaşık %1’inde görülür ve hızlı kilo alımı, şiddetli karın ağrısı, karın ve göğüs bölgesinde önemli sıvı birikimi, nefes darlığı ve nadiren kan pıhtılaşması gibi durumlara yol açabilir. Belirtiler, ovülasyonu uyarıcı enjeksiyon tedavisi sonrası bir hafta içinde gelişir ve gebelik oluşursa şiddetini artırarak belirtilerin süresini uzatabilir. OHSS gelişme riski, polikistik over sendromu, 35 yaş altı genç yaş, düşük vücut ağırlığı ve gelişen foliküllerin sayısının fazla olması gibi faktörlerle artar. Hafif vakalar genellikle kendiliğinden geçerken, şiddetli OHSS hastaneye yatış ve komplikasyonların önlenmesi için dikkatli bir yönetim gerektirebilir.
Sendromun tedavisi nasıl yapılır?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) şiddetine göre yönetilir. Hafif vakalar genellikle müdahale gerektirmeden, sadece izleme ve semptomatik tedavi ile çözülür. Orta şiddetli OHSS, ağrı yönetimi, antiemetik tedavi ve sıvı alımı ve çıkışının dikkatlice izlenmesi gibi ayaktan tedavi gerektirebilir. Şiddetli vakalar genellikle intravenöz sıvılar, elektrolit yönetimi ve ascitik sıvının alınması için paraseentez gerekebilir. Önleyici stratejiler önemlidir; Örneğin gonadotropin salıcı hormon (GnRH) antagonistleri kullanmak, OHSS sıklığını azaltmada etkili olmuştur (RR 0,61, %95 CI 0,51–0,72). Cabergolin kullanımı da OHSS riskini, gebelik oranlarını etkilemeden azaltabilir (RR 0,38, %95 CI 0,29–0,51). Yüksek riskli hastalarda, yumurta gelişimini GnRH agonisti ile tetiklemek ve “buzlama” yaklaşımı uygulayarak embriyo transferini sonraki bir döngüye ertelemek OHSS’yi etkin şekilde önleyebilir. Bireyselleştirilmiş tedavi planları, her hastanın spesifik risk faktörleri ve klinik durumu göz önünde bulundurularak oluşturulmalıdır.
OHSS oluşumunu önlemek için hangi önlemler alınır?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) riskini önlemek için birkaç strateji önerilmektedir: GnRH antagonisti protokollerinin kullanılması, yumurtalık rezervine göre gonadotropin dozunun kişiselleştirilmesi, gonadotropinlerin daha düşük başlangıç dozlarıyla uygulanması veya klomifen sitrat ya da letrozol gibi oral ovülasyon indükleyici ilaçlarla desteklenmesi, oosit olgunlaşmasını tetiklemek için GnRH agonisti kullanılmasının tercih edilmesi, GnRH agonisti tetiklemesi ile taze embriyo transferi yaparken yeterli luteal destek verilmesi, hCG tetiklemesiyle OHSS riskini azaltmak için kabergolin gibi dopamin agonistlerinin verilmesi ve yüksek riskli hastalarda dondurulmuş embriyo transferi için sadece dondurma döngüsünün uygulanması önerilmektedir. Bu önlemler, orta derecede ve şiddetli OHSS’nin insidansını önemli ölçüde azaltmıştır.
OHSS’nin tüp bebek tedavisindeki etkileri nelerdir?
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS), tüp bebek (IVF) tedavilerinde önemli bir komplikasyondur ve hafif vakalar, hastaların %20–30’unu etkilerken, orta dereceli ve şiddetli vakalar, tedavi döngülerinin yaklaşık %2–3’ünde görülmektedir. Şiddetli OHSS, düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve plasenta dekolmanı gibi olumsuz gebelik sonuçlarıyla ilişkilidir. OHSS’nin görülme oranını azaltmak için GnRH antagonistleri, GnRH agonistleriyle tetikleme ve embriyo kriyoprezervasyonu gibi önleyici stratejiler, gebelik oranlarını düşürmeden OHSS oranlarını azaltmada etkili bulunmuştur. Ayrıca polikistik over sendromu (PCOS) olan kadınlarda, IVF tedavisi sırasında metformin kullanımı, OHSS riskini azaltmakla birlikte, genel klinik gebelik veya canlı doğum oranlarını önemli ölçüde etkilememektedir. Bu önleyici yöntemlerin uygulanması, OHSS’nin tüp bebek tedavi sonuçları üzerindeki etkisini en aza indirgemek için önemlidir.