Histerosalpingografi (HSG), yaygın olarak bilinen adıyla rahim filmi, rahim boşluğunun (uterin kavite) ve ona bağlı fallop tüplerinin iç yapısını görüntülemek için kullanılan radyolojik bir yöntemdir. Bu prosedür, floroskopi (hareketli röntgen) eşliğinde rahim ağzından özel bir kontrast madde (ilaçlı sıvı) verilerek uygulanır. Verilen bu sıvı, rahim içini ve tüpleri doldurarak bu organların şeklini, bütünlüğünü ve kanalların açık olup olmadığını net bir şekilde ortaya koyar. Bu inceleme, kadın üreme sisteminin anatomik değerlendirmesinde kullanılan temel bir tanı aracıdır.

Op. Dr. Ömer Melih Aygün
Kadın Doğum Uzmanı / Kıdemli Kısırlık Uzmanı
Türkiye Sağlık Bakanlığı’ndan sertifikalı infertilite uzmanı. 1997’den beri kadın hastalıkları ve doğum uzmanı. Özel tıpta yirmi yılı aşkın infertilite deneyimine sahip, tecrübeli infertilite uzmanı. 25 yıllık uluslararası iş deneyimi.
Son 9 yılda yaklaşık 15.000’den fazla yumurta toplama işlemi gerçekleştirdi.
İletişim ve problem çözme konusunda güçlü becerilere sahip, kendi kendini yöneten bir profesyonel. Fikir birliği oluşturma ve ekip çalışmasını teşvik etme konusunda iyi kişilerarası becerileri sahip.
Hakkımda İletişimRahim filmi (HSG) neden istenir?
HSG, temelde iki kritik soruyu yanıtlamak için tasarlanmış bir tanı yöntemidir: Birincisi, sperm ve yumurtanın buluştuğu ve döllenen embriyonun rahme doğru yolculuk ettiği fallop tüpleri açık mı? İkincisi, embriyonun yerleşip büyüyeceği rahim boşluğunun şekli normal mi, içinde yer kaplayan bir oluşum (polip, miyom gibi) veya yapışıklık var mı?
Kadın kısırlığının önemli bir kısmı tüplerdeki tıkanıklıklardan veya hasarlardan kaynaklanır. Aynı şekilde rahim içindeki yapısal bozukluklar da embriyonun tutunmasını (implantasyon) engelleyebilir veya düşüklere yol açabilir. HSG, tek bir işlemle bu iki hayati bölge hakkında bize çok değerli bilgiler sunar. Bu nedenle kısırlık nedeniyle başvuran çiftlerde genellikle ilk istenen temel testlerden biridir. Normal bir HSG sonucu, tüplerin açık olduğu konusunda güçlü bir güvence verirken, anormal bulgular bizi doğrudan sorunun kaynağına yönlendirir ve tedavi planını belirlememize olanak tanır.
Kısırlık (infertilite) değerlendirmesinde rahim filmi (HSG) ne zaman gereklidir?
Rahim filmi çekme kararı, çiftin durumuna göre belirlenir, ancak bazı yaygın senaryolar vardır:
Birincil Endikasyon Kısırlık Değerlendirmesidir: 35 yaş altındaki kadınlarda 12 ay, 35 yaş ve üzerindeki kadınlarda ise 6 ay boyunca düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilememişse, kısırlık değerlendirmesi başlar. Bu değerlendirmenin standart bir parçası olarak rahmin ve tüplerin anatomik durumunu görmek için HSG istenir.
Tekrarlayan Gebelik Kaybı (TGK): İki veya daha fazla gebeliğin düşükle sonuçlanması durumunda, altta yatan nedeni araştırmak gerekir. Rahim içindeki yapısal sorunlar (doğuştan gelen rahim anomalileri, polipler, miyomlar veya yapışıklıklar) bu kayıpların bir nedeni olabilir. HSG, bu tür sorunları taramak için sıkça kullanılır.
Tüp Ligasyonu (Tüplerin Bağlanması) Sonrası Kontrol: Tüplerini bağlatarak kalıcı doğum kontrolü yaptıran kadınlarda, işlemin başarılı olduğunu ve tüplerin tamamen tıkandığını doğrulamak için (özellikle histeroskopik yöntemle yapıldıysa) işlemden 3 ay sonra HSG çekilmesi gerekebilir.
Rahim filminin (HSG) gösteremediği veya teşhis edemediği sorunlar var mıdır?
Evet, bu çok önemli bir noktadır. HSG’nin temel olarak rahim içini ve tüplerin içini (lümen) gösterdiğini unutmamak gerekir. Bu nedenle bu yapıların dışındaki sorunları teşhis edemez.
HSG’nin teşhis edemediği veya değerlendiremediği bazı durumlar şunlardır:
- Çikolata Kisti (Endometriozis)
- Yumurtalıkların durumu veya yumurtalık kistleri
- Rahim kası içinde (intramural) veya rahmin dış yüzeyinde (subserozal) bulunan ve rahim içine bası yapmayan miyomlar
- Tüplerin etrafındaki yapışıklıklar (Peritubal yapışıklıklar)
HSG, tüplerin etrafındaki yapışıklıklardan yalnızca şüphelenebilir. Örneğin ilaçlı sıvı tüpten geçse bile serbestçe dağılmayıp belirli bir alanda (göllenmiş gibi) toplanırsa, bu durum tüpün ucunda veya çevresinde yapışıklıklar olabileceğini düşündürür. Ancak bu durumların kesin tanısı ancak laparoskopi (kapalı ameliyat) ile doğrudan karın içine bakılarak konulabilir.
Kimler rahim filmi (HSG) çektirmemelidir?
HSG’nin güvenli ve faydalı bir test olması için doğru hasta seçimi çok önemlidir. Bazı durumlarda bu işlem kesinlikle yapılmamalıdır.
Kesinlikle yapılmaması gereken durumlar (mutlak kontrendikasyonlar) şunlardır:
- Gebelik veya aktif gebelik şüphesi
- Aktif veya şüphelenilen pelvik enfeksiyon (Pelvik İnflamatuar Hastalık – PID)
- İşlemi engelleyecek düzeyde şiddetli, aktif rahim kanaması
Ayrıca iyotlu kontrast maddeye veya deniz ürünlerine karşı bilinen ciddi alerji öyküsü olan kişilerde dikkatli olunmalıdır. Bu durumlarda, iyot içermeyen sıvıların kullanıldığı ultrason bazlı yöntemler (salin infüzyon ultrasonografisi gibi) daha güvenli bir alternatif olabilir. Ciddi tiroid hastalığı (örneğin Graves hastalığı) olanlarda da iyot yüklemesi sorun yaratabileceğinden dikkatli olunmalıdır.
Rahim filmi (HSG) için en uygun zamanlama nedir?
İşlemin zamanlaması, hem güvenlik hem de görüntü kalitesi açısından kritik öneme sahiptir. HSG, adet kanamasının tamamen bittikten sonra, ancak yumurtlamadan (ovülasyon) önceki dönemde, yani adet döngüsünün erken-orta foliküler fazında çekilmelidir.
Bu genellikle adet döngüsünün 5. ile 12. günleri arasına denk gelir. Bu zamanlamanın iki temel amacı vardır:
Kişinin hamile olmadığından emin olmak (erken bir gebeliğe röntgen ışını veya işlemle zarar verme riskini ortadan kaldırmak).
Rahim iç zarının (endometrium) en ince olduğu dönemi yakalamak. Bu sayede rahim içi boşluk daha net görülür ve kalınlaşmış bir rahim zarının yanlışlıkla bir polip veya miyom gibi bir patoloji olarak yorumlanmasının önüne geçilir.
Rahim filmi (HSG) işlemi öncesi ne gibi hazırlıklar yapılmalıdır?
Rahim filmi öncesi hazırlık oldukça basittir ancak önemlidir.
- Gebelik Testi: İşlemden hemen önce, olası bir gebeliği kesin olarak dışlamak için idrarda gebelik testi yapılması zorunludur.
- Cinsel Perhiz: Güvenliği artırmak için, genellikle adet kanamasının başladığı günden HSG işlemi bitene kadar cinsel ilişkiden kaçınılması önerilir.
- Ağrı Yönetimi: HSG sırasında ilaçlı sıvının verilmesi rahimde adet sancısına benzer kramplara neden olabilir. Bu krampları en aza indirmek için, işlemden yaklaşık 30-60 dakika önce ibuprofen gibi non-steroid anti-inflamatuar (NSAID) bir ağrı kesici alınması yaygın olarak tavsiye edilir. Bu standart ve düşük riskli bir uygulamadır.
Rahim filmi (HSG) öncesi antibiyotik kullanmak gerekir mi?
Rutin olarak her hastaya rahim filmi öncesi antibiyotik verilmesi önerilmemektedir. İşlem sonrası enfeksiyon gelişme riski genel olarak çok düşüktür (yaklaşık %1.4 ila %3.4 arasında).
Antibiyotik profilaksisi (koruyucu antibiyotik kullanımı) genellikle enfeksiyon açısından daha yüksek risk taşıyan belirli durumlar için saklanır. Bu durumlar şunlardır:
- Geçmişte pelvik enfeksiyon (PID) öyküsü olanlar
- İşlem sırasında “hidrosalpenks” (tüpün içinde sıvı birikmesi) saptanan hastalar
Eğer işlem sırasında tüplerin şiş ve tıkalı olduğu (hidrosalpenks) görülürse, bu durum mevcut bir kronik enfeksiyona işaret edebilir ve bu durumda işlem sonrası enfeksiyonu önlemek için antibiyotik başlanabilir.
Rahim filmi (HSG) işlemi adım adım nasıl uygulanır?
HSG işlemi, genellikle ayakta tedavi bazında, radyoloji ünitelerinde veya kadın doğum kliniklerinde yapılır ve aktif işlem süresi yaklaşık 5 ila 10 dakika sürer.
- Pozisyon Alma: Hasta, jinekolojik muayene pozisyonunda röntgen (floroskopi) masasına yatırılır.
- Spekulum ve Temizlik: Rahim ağzını (serviks) görmek için vajinaya bir spekulum yerleştirilir. Rahim ağzı, rahme bakteri girişini önlemek için antiseptik bir solüsyonla (örneğin betadin) dikkatlice temizlenir.
- Kateter Yerleştirme: Rahim boşluğuna erişmek için rahim ağzından ince, özel bir kateter (boru) yerleştirilir. Bu kateterin ucunda genellikle rahim ağzını tıkamak ve verilen sıvının geri kaçmasını önlemek için küçük bir balon bulunur:
- Kontrast Madde Enjeksiyonu: Kateter aracılığıyla, iyotlu bir kontrast madde (ilaçlı sıvı) rahim içine yavaşça ve kontrollü bir şekilde enjekte edilir. Bu sıvının enjeksiyonu sırasında kramp hissedilmesi normaldir.
- Görüntüleme: Kontrast madde verilirken, röntgen cihazı (floroskopi) ile sıvının hareketi gerçek zamanlı olarak izlenir ve seri filmler çekilir. Bu filmler;
- Rahmin sıvıyla doluşunu,
- Rahim boşluğunun şeklini,
- Sıvının tüplerden geçişini,
Ve son olarak tüplerin uçlarından karın boşluğuna dökülüşünü (“spill” olarak adlandırılır) gösterir.
Önemli Teknik Notlar: İşlem sırasında rahim içine hava kabarcıklarının kaçmamasına çok dikkat edilmelidir. Çünkü hava kabarcıkları da röntgende “dolum defekti” olarak görünür ve yanlışlıkla polip zannedilebilir.
Ayrıca bazen işlem sırasındaki ağrı veya rahim ağzının manipülasyonu nedeniyle tüplerin rahme bağlandığı köşelerde “kornual spazm” denilen geçici bir kasılma olabilir. Bu kasılma, aslında açık olan bir tüpün yanlışlıkla tıkalıymış gibi görünmesine neden olabilir. Bu HSG’nin “yalancı pozitif” sonuçlarından biridir ve deneyimli bir hekim bu olasılığı her zaman göz önünde bulundurur.
Rahim filmi (HSG) işleminden sonra beni neler bekliyor?
Çoğu kadın, işlemden hemen sonra günlük normal aktivitelerine dönebilir. İşlem sonrası bazı hafif etkilerin görülmesi beklenen bir durumdur.
İşlem sonrası bazı hafif etkiler normaldir.
- Hafif ila orta düzeyde kramp (genellikle birkaç saat içinde geçer)
- Bir veya iki gün süren lekelenme tarzında hafif vajinal kanama
- Verilen kontrast maddenin bir kısmının geri gelmesine bağlı yapışkan, ilaçlı bir akıntı
Bu dönemde enfeksiyon riskini azaltmak için tampon yerine hijyenik ped kullanılması önerilir.
Rahim filmi (HSG) sonrası hangi durumlarda acilen doktora başvurmalıyım?
HSG çok güvenli bir işlem olsa da nadiren de olsa komplikasyon gelişebilir. Enfeksiyon belirtilerine karşı dikkatli olmak önemlidir.
Aşağıdaki belirtiler enfeksiyon veya ciddi bir soruna işaret edebilir ve derhal tıbbi yardım gerektirir.
- Giderek artan veya şiddetlenen pelvik ağrı
- Yüksek ateş
- Titreme
- Kötü kokulu vajinal akıntı
- Ağır veya uzun süren (adet kanaması gibi) vajinal kanama
Neyse ki bayılma (vazovagal yanıt), rahim delinmesi veya kontrast maddeye karşı ciddi alerjik reaksiyon gibi ciddi komplikasyonlar %1’den daha az görülür.
Normal bir rahim filmi (HSG) sonucu nasıl görünür?
Normal bir HSG’de rahim boşluğunun pürüzsüz duvarlı ve üçgen şeklinde dolduğu görülür. Kontrast madde daha sonra rahim köşelerinden ince ve düzgün hatlar şeklinde fallop tüplerine geçer. Son olarak sıvının her iki tüpün fimbrial (püsküllü) uçlarından serbestçe karın boşluğuna döküldüğü ve bağırsakların etrafında serbestçe dağıldığı gözlemlenir. Bu “serbest dökülme” (free spill), tüplerin açık ve sağlıklı olduğunun teyididir.
Rahim filminde (HSG) saptanabilen tüp sorunları nelerdir?
Kadın kısırlığının en yaygın nedenlerinden biri tüplerle ilgili sorunlardır. HSG bu sorunları tespit etmede birincil yöntemdir.
- Tüp Tıkanıklığı (Oklüzyon): İlaçlı sıvının tüpün belirli bir bölümünden ileri gidememesi ve karın boşluğuna dökülmemesi durumudur.
- Proksimal Tıkanıklık: Tüpün rahme en yakın kısmındaki tıkanıklıktır. Bu durum daha önce bahsettiğimiz gibi, işlemin neden olduğu geçici “kornual spazm” kaynaklı olabilir ve güvenilirliği düşüktür. Bazen bu tanı konulan hastaların %60’ında tekrar çekilen filmde veya laparoskopide tüplerin açık olduğu görülebilir.
- Distal Tıkanıklık: Tüpün ucundaki (fimbrial) tıkanıklıktır. Bu genellikle geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar, endometriozis veya pelvik ameliyatlar sonrası gelişen daha ciddi bir bulgudur ve “hidrosalpenks” oluşumunun doğrudan nedenidir.
- Hidrosalpenks (Hydrosalpinx): En kritik bulgulardan biridir. Tüpün ucu tıkandığında, içinde zamanla sıvı birikir ve tüp şişer. HSG’de bu durum kontrast madde ile dolan, genişlemiş, kıvrıntılı, “sosis şeklinde” bir yapı olarak görülür ve karın boşluğuna hiçbir dökülme olmaz.
- Salpingitis Isthmika Nodosa (SIN): Tüpün proksimal (rahme yakın) kısmının duvarında nodüler kalınlaşma ve küçük kesecikler (divertiküller) oluşması durumudur. HSG’de tüpün bu bölümünden dışarıya doğru küçük, kesecik benzeri kontrast madde kaçakları olarak görülür. Bu durum hem kısırlıkla hem de dış gebelik riskinin artmasıyla güçlü bir şekilde ilişkilidir.
- Peritubal Yapışıklıklar (Tüp Çevresi Yapışıklıklar): HSG yapışıklıkları doğrudan göremez. Ancak tüpten dökülen sıvının serbestçe dağılmak yerine, tüpün etrafında küçük, düzensiz bir alanda hapsolması (göllenmesi), tüp çevresinde yapışıklıklar olabileceğini kuvvetle düşündürür.
Rahim filmi (HSG) rahim içindeki hangi problemleri gösterebilir?
Rahim içindeki patolojiler, HSG’de tipik olarak “dolum defekti” olarak adlandırılan, yani kontrast maddenin dolduramadığı boşluklar veya gölgeler olarak görünür.
Ancak unutulmamalıdır ki HSG’nin rahim içi patolojileri saptamadaki özgüllüğü (spesifisitesi) düşüktür. Yani “dolum defekti” olarak görülen birçok şey (hava kabarcığı, pıhtı, kalınlaşmış rahim zarı) aslında bir polip veya miyom olmayabilir (yalancı pozitiflik). Bu nedenle HSG, rahim içi için bir tarama testidir; kesin tanı için genellikle salin infüzyon sonohisterografi (SIS) veya histeroskopi gerekir.
Rahim içinde görülebilen dolum defektleri genellikle şunlardır:
- Endometrial Polipler
- Submüköz Miyomlar (rahim iç zarına bası yapan miyomlar)
- Rahim İçi Yapışıklıklar (Sineşi / Asherman Sendromu)
- Doğuştan Rahim Anomalileri (Perde, çift rahim vb.)
Doğuştan rahim anomalileri rahim filmi (HSG) ile nasıl anlaşılır?
HSG, rahim boşluğunun dış hatlarını (konturunu) mükemmel bir şekilde gösterir, bu da onu doğuştan gelen rahim şekil bozukluklarını (Müllerian anomaliler) taramak için mükemmel bir araç yapar.
Ancak HSG’nin kritik bir sınırlaması vardır: Rahmin dış konturunu (serozal yüzeyini) gösteremez. Bu nedenle rahim içinde bir perde olduğunu gösterdiğinde, bunun “septat uterus” (perde olan rahim – dışı normal) mu yoksa “bicornuat uterus” (çift boynuzlu rahim – dışı da çökük) mu olduğunu kesin olarak ayırt edemez. Bu ayrım, tedavi yaklaşımını tamamen değiştirdiği için çok önemlidir ve 3D ultrason veya MR (Manyetik Rezonans) ile yapılmalıdır.
Görülebilen bazı yaygın anomaliler şunlardır:
- Uterin Septum (Perdeli rahim)
- Unikornuat Uterus (Tek boynuzlu rahim) veya Bikornuat Uterus (Çift boynuzlu rahim)
- Uterus Didelphys (Çift rahim)
- Arkuat Uterus (Kalp şeklinde rahim)
Tüp bebek (IVF) tedavisi öncesinde rahim filmi (HSG) neden istenir?
Hastaların sıklıkla sorduğu bir soru şudur: “Eğer zaten tüp bebek (IVF) yaptıracaksak ve tüp bebek tedavisi tüpleri ‘bypass’ ediyorsa (yani tüplere ihtiyaç duymuyorsa), neden hala rahim filmi çektirmemiz gerekiyor?”
Bu çok yerinde bir sorudur ve cevabı, tüp bebek başarısını doğrudan etkileyen iki kritik faktörde yatmaktadır.
Hidrosalpenksi Tespit Etmek: Tüp bebek öncesi HSG istemenin en önemli nedeni budur. Tüplerin tıkalı olması ve içinde “hidrosalpenks” gelişmiş olması, tüp bebek başarısını felaket düzeyde etkiler. Hidrosalpenks varlığı, embriyonun tutunma (implantasyon) ve gebelik oranlarını yaklaşık olarak %50 azaltır ve düşük riskini iki katına çıkarır. Bunun nedeni, hidrosalpenks içindeki sıvının toksik (embriyotoksik) olması ve sürekli olarak rahim içine geri akarak rahim zarının (endometrium) embriyoyu kabul etme ortamını bozmasıdır.
Rahim İçini (Embriyonun Yuvasını) Değerlendirmek: Tüp bebekte embriyo laboratuvarda oluşturulur ve doğrudan rahme yerleştirilir. Bu “yuvanın” mükemmel olması gerekir. HSG, bu yuvada embriyonun tutunmasına fiziksel olarak engel olabilecek polipler, miyomlar, yapışıklıklar veya doğuştan gelen perdeler olup olmadığını tarar. HSG’de bir anormallik şüphesi varsa, embriyo transferi yapmadan önce bu sorunu histeroskopi ile düzeltmek, tedavinin başarı şansını en üst düzeye çıkarır.
Rahim filminde (HSG) ‘hidrosalpenks’ saptanırsa ne yapılmalıdır?
HSG’de hidrosalpenks saptanması, tüp bebek tedavi yolculuğunda zorunlu bir müdahale gerektiren kritik bir bulgudur. Bu bulguyla doğrudan embriyo transferine geçmek, başarı şansını bile bile %50 düşürmek anlamına gelir.
Bu nedenle embriyo transferi öncesinde bu toksik sıvının rahimle bağlantısını kesmek standart bir yaklaşımdır.
- Laparoskopik Salpenjektomi (Tüpün alınması): Altın standart tedavidir. Etkilenen, içi sıvı dolu tüpün laparoskopik (kapalı) ameliyatla cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu toksik sıvının rahme akışını kesin olarak durdurur ve tüp bebek başarı oranlarını, hidrosalpenksi olmayan hastaların seviyesine geri getirir.
- Proksimal Tüp Tıkanıklığı: Eğer tüpü almak çok yoğun yapışıklıklar nedeniyle riskliyse (örneğin bağırsağa zarar verme riski varsa), alternatif olarak tüpün rahimle birleştiği yerden (proksimal) laparoskopik veya histeroskopik olarak kapatılmasıdır. Amaç yine aynıdır: sıvının rahme geçişini engellemek.
Rahim filminde (HSG) rahim içinde polip veya miyom görülürse tüp bebek öncesi tedavi gerekir mi?
Evet. Rahim içi boşluk, embriyonun tutunması için en uygun ortamı sağlamalıdır. HSG’de şüphelenilen ve salin infüzyon sonohisterografi (SIS) veya histeroskopi ile teyit edilen rahim içi lezyonlar, genellikle tüp bebek döngüsüne başlamadan önce tedavi edilir.
Polipler, submüköz miyomlar veya yapışıklıklar, embriyonun tutunmasını mekanik olarak engelleyebilir, rahim içinde kronik bir inflamasyona (iltihabi reaksiyon) neden olabilir veya rahim zarının alıcılığını bozabilir.
- Operatif Histeroskopi: Bu sorunların hem kesin tanısı hem de eş zamanlı tedavisi için altın standart yöntemdir.
- Miyomektomi (Miyom alınması): Rahim içine doğru büyüyen (submüköz) miyomların histeroskopi ile çıkarılması standart bir yaklaşımdır.
- Laparoskopik Adezyolizis (Yapışıklıkların açılması): Rahim içi yapışıklıkların kesilerek normal rahim boşluğu hacminin ve şeklinin yeniden sağlanması, tutunma şansını artırır.
Rahim filminin (HSG) ‘tüpleri açma’ gibi tedavi edici bir etkisi var mıdır?
HSG’nin tanısal amacının ötesinde, uzun zamandır gözlemlenen potansiyel bir tedavi edici faydası da vardır. Bu “tubal flushing” (tüplerin yıkanması) etkisi olarak bilinir. İşlemin kendisinin, özellikle de takip eden 3 ay içinde, bazı kadınlarda doğal yolla gebe kalma olasılığını hafifçe artırdığı görülmüştür.
Bu etkinin nasıl olduğuna dair birkaç teori vardır:
- Mekanik Temizleme
- Bağışıklık Sistemi Üzerine Etkiler (İmmünomodülasyon)
- Rahim Zarı Üzerindeki Etki
En yaygın kabul gören teori, basınçla verilen kontrast sıvının, tüplerin içindeki mukus tıkaçlarını, hücresel kalıntıları veya ince, filmsi yapışıklıkları “yıkayarak” temizlemesi ve böylece sperm ile yumurtanın yolunu açmasıdır.
Rahim filmi (HSG) için yağ bazlı mı yoksa su bazlı mı kontrast madde daha iyidir?
Bu “tedavi edici etki” tartışması, hangi tip kontrast maddenin kullanıldığıyla doğrudan ilişkilidir. Geleneksel olarak su bazlı (WBCM) ve yağ bazlı (OBCM) kontrast maddeler kullanılmıştır.
Büyük, çok merkezli, randomize kontrollü çalışmalar ve meta-analizler, yağ bazlı kontrast madde kullanımının, su bazlıya kıyasla doğurganlığı artırmada daha üstün olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur.
Yağ bazlı kontrast ile HSG çekilmesi, su bazlıya kıyasla takip eden altı ay içinde canlı doğum ve devam eden gebelik oranlarında yaklaşık %10’luk net bir artış sağlamıştır. Bu kanıt, özellikle “açıklanamayan kısırlık” tanısı olan bazı hasta gruplarında, yağ bazlı HSG’yi salt bir tanı testinden, düşük maliyetli, birinci basamak bir tedavi müdahalesine dönüştürmüştür.
Bununla birlikte yağ bazlı ajanın vücuttan daha yavaş atılması, nadir de olsa yağ embolisi riski ve içerdiği yüksek iyot nedeniyle tiroid fonksiyonlarını geçici olarak etkileme potansiyeli gibi farklı risk profilleri de vardır. Bu nedenle özellikle tiroid hastalığı öyküsü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Rahim filmi (HSG) yerine ultrason bazlı yöntemler (SIS, HyCoSy) kullanılabilir mi?
Evet, son yıllarda radyasyon içermeyen ve ofis koşullarında uygulanabilen ultrason bazlı teknikler HSG’ye güçlü bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır.
- Rahim İçi Değerlendirmesi: Rahim içini değerlendirmek için, Salin İnfüzyon Sonohisterografi (SIS), HSG’den çok daha üstündür. Histeroskopi ile karşılaştırıldığında, SIS’in doğruluğu HSG’den çok daha yüksektir ve HSG’de sıkça görülen “yalancı pozitiflik” (polip varmış gibi görünmesi) oranı SIS’de çok düşüktür.
- Tüp Açıklığı Değerlendirmesi: Histerosalpingo-kontrast-sonografi (HyCoSy) veya Histerosalpingo-köpük sonografi (HyFoSy) ise, tüplerin açıklığını ultrasonla değerlendirmek için kullanılır. Bu yöntemde rahim içine özel bir köpük veya kontrast madde verilir ve ultrasonla tüplerden geçişi izlenir. Avantajları radyasyon olmaması ve genellikle daha az ağrılı olmasıdır.
Ancak HSG’nin tüplerin detaylı anatomisini, iç yapısını ve SIN gibi spesifik patolojileri göstermede hala daha iyi olduğu düşünülmektedir.
Rahim filmi (HSG) ile histeroskopi arasındaki fark nedir?
Bu iki işlem sıklıkla karıştırılsa da amaçları ve yöntemleri tamamen farklıdır.
Rahim Filmi (HSG): Bir röntgen filmidir. Rahim içinin ve tüplerin “gölgesini” gösterir. Öncelikle tüp açıklığı için ve rahim içi için bir tarama testi olarak kullanılır. Tanı koydurmaz, sadece şüphe uyandırır.
Histeroskopi: Rahim içine ucunda kamera bulunan ince bir aletle (histeroskop) girilmesidir. Rahim içini doğrudan görmemizi sağlar. Rahim içi patolojiler (polip, miyom, yapışıklık, perde) için altın standart tanı yöntemidir. En büyük avantajı, “gör ve tedavi et” prensibiyle çalışmasıdır; yani anormallik saptandığı anda, aynı seansta cerrahi olarak düzeltilebilir (operatif histeroskopi).
Kısacası HSG “Orada bir sorun olabilir” der; histeroskopi “Sorun bu ve şimdi onu düzeltiyorum” der.
Rahim filmi (HSG) ile laparoskopi (kapalı ameliyat) arasındaki fark nedir?
Bu da bir diğer önemli ayrımdır. Her ikisi de tüpleri değerlendirebilir, ancak tamamen farklı açılardan.
Rahim Filmi (HSG): Rahim ve tüplerin içini gösterir. Dışarıyı göremez. Minimal invazivdir, anestezi gerektirmez.
Laparoskopi (Kapalı Ameliyat): Karın içine göbekten bir kamera ile girilerek yapılan bir ameliyattır. Genel anestezi gerektirir. Rahim, tüpler ve yumurtalıkların dış yüzeyini ve tüm karın içi yapıları gösterir.
Laparoskopi, HSG’nin göremediği sorunları teşhis etmek için tek yöntemdir. Bunlar:
- Endometriozis (çikolata kisti) odakları
- Tüplerin etrafındaki yapışıklıklar
- Rahmin dışındaki miyomlar
Tüp açıklığının değerlendirilmesinde “altın standart” aslında laparoskopi sırasında rahim ağzından mavi bir boya (metilen mavisi) vererek tüplerin ucundan dökülüşünü gözlemektir (Kromopertübasyon). Ancak laparoskopi bir ameliyat olduğu için, sadece tarama amacıyla değil HSG’de bir anormallik saptandığında veya endometriozis/yapışıklık şüphesi çok yüksek olduğunda hem tanı hem de tedavi (yapışıklıkları açma, endometriozis odaklarını yakma, tüpü alma) amacıyla yapılır.
