Tüp bebekte kalp atışı, genellikle gebeliğin 6. haftasında ultrason ile tespit edilir. Ancak embriyonun gelişim hızına göre bu süre 5,5 ile 7. hafta arasında değişebilir.

Kalp atışının duyulması, gebeliğin sağlıklı şekilde ilerlediğinin en önemli göstergelerinden biridir. İlk ultrasonda net olarak duyulamaması her zaman olumsuz bir durum değildir.

Geç döllenme veya geç tutunma gibi durumlarda kalp atışı biraz daha geç duyulabilir. Bu nedenle erken dönemde tekrar ultrason yapılması önerilir.

Kalp atışı duyulduktan sonra düşük riski önemli ölçüde azalır. Ancak risk tamamen ortadan kalkmadığı için düzenli gebelik kontrolleri devam etmelidir.

Kimlere Tüp Bebek Tedavisi Önerilir?

Tüp bebek tedavisi 1 yıl veya daha uzun süre korunmasız birliktelik yaşayan çiftlerde gebeliğe dair herhangi bir rastlantıyla karşılaşılmadığında önerilir. Günümüzde kadınların ve erkeklerin birden fazla sorumluluklarının olması, kadınların iş hayatında daha fazla yer almaları, erkeklerin belli bir statüye gelmeden evlenmek istememeleri gibi birçok nedenden kaynaklanan geç yaşta evlilikte gebeliğin oluşmasını engelleyebilir.

Sokrates ve diğer bilim adamları gebe kalmak için belli bir yaşın verimli olduğunu araştırmış ve kanıtlarını bizimle paylaşmıştır. Ülkemizde şu an da bu tedaviyi gören 2 milyonu geçkin çiftimiz bulunmaktadır.

Anne Karnında Bebeğin Gelişim Süreci

Anne karnında bebeğin gelişimi hafta hafta değişim göstermektedir. İlk iki haftada vücuda bırakılan milyonlarca spermden birinin fetüs kanalına girmesi ve yumurtanın döllenmesidir. Döllenme başarılı bir şekilde olduktan sonra 3. haftada embriyo şeklini alır, iç organlar oluşur. Sonraki birkaç hafta embriyonun vücudu oluşmaktadır fakat bu açıkça ayırt edilemez.  Sonraki 16 haftalık süreç embriyonun iç organlarının ve vücudunun iyice gelişim süresi olarak özetlenebilir.

El ve ayak parmakları, eklemler, vücutta oluşan tüyler bu süreç için iyi birer örnektir. 27. hafta ise hamilelik evresinin son aşamasının başladığı haftadır. 27. haftadan önce doğum gerçekleşirse erken doğum olmuş olur. Erken doğum bazen beraberinde kötü sonuçlar getirsede bebek makineye bağlı olarak hayata tutunabilir.

27-32. haftalar arasında bebek vücuda yağ depolar uzunluğu 45 santimetreye kadar ulaşır. 33-36. hafta arası bebeğin kafasının doğuma hazırlandığı süreçtir. Bebek burada iyice kilo almaya başlar, languyo tüylerini döker ve boyu 50 santimetreye kadar uzar. 36. haftadan itibaren bebek doğuma hazırdır ve geriye artık sürekli tetikte olarak bebeğin doğumu beklenir. Peki bu 36 haftalık süreç boyunca kalp atışı ne zaman duyulur?

Tüp Bebekte Kalp Atışı Kaçıncı Haftada Duyulur ?

Tup Bebekte Kalp Atisi Kacinci Haftada Duyulur Tüp Bebekte Kalp Atışı Kaçıncı Haftada Duyulur?

Tüp bebek tedavisinin normal gebelikten farkı olmadığını yazımızın daha önceki kısmında öğrenmiştik. Bu kadar zorlu bir süreçten sonra ailenin sağlıklı bir bebeğe kavuşmak onu kucağına almak istemesi ailenin en temel hakkı denilebilir. Bu sürecin çok güzel yanları olduğunu unutmamak gerekir. 9 ay 10 gün bekleyen ailenin her geçen gün artan heyecanı, çocuğu için yaptığı hazırlıklar, çocuğu ile ilgili kurduğu hayaller bu sürecin en heyecanlı kısmı olarak nitelendirilebilir.

Peki aile tarafından bebeğin ilk kalp atışı ne zaman duyulacaktır? Ailenin bu süreçte doktor kontrollerini aksatmaması, kullanması gereken ilaçları kullanmayı aksatmaması gerekir. Bunların yanında yeterli ve sağlıklı beslenmesi, stresten uzak bir süreç geçirmesi gerekir. Aile tüm bunlara dikkat ettikten sonra bebeğinin kalp atışını duymasına günler kalmıştır.

Hem normal hem de tüp bebek tedavisinde bebeğin kalp atışının duyulması bazen 5. haftada gerçekleşebilir, çoğu anne adayında ise bu süreç 6. haftanın sonunda başlar. Bu süreç bazen 10-12. haftaya kadar uzayabilir. Ailenin bu süreçte korkmasına gerek yoktur. 5. haftadan sonra bebeğinin kalp atışını duyan aile düzenli olarak vajinal ultrason ile bu kalp atışlarını takip edebilir. Bu genellikle hamilelik süreci riskli geçen ailelerde uygulanan bir yöntemdir. Bebeğinin ilk kalp atışını duyan aile, sonrasında düzenli olarak kalp atışını kontrole gitmelidir. Bu kalp atışının sayısı 200’ün üzerinde ve 85’in altındaysa doktor aileyi başka yöntemlere yönlendirebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Tüp bebek tedavisinin başarı oranları klinikten kliniğe ve ülkeden ülkeye değişiklik göstermekle birlikte, genellikle kadının yaşına bağlı olarak %20 ile %45 arasında değişir. 35 yaş altındaki kadınlarda başarı şansı daha yüksekken, yaş ilerledikçe bu oran düşmektedir. Başarıyı etkileyen diğer önemli faktörler arasında yumurta ve sperm kalitesi, embriyonun genetik sağlığı, rahim iç zarının (endometrium) durumu, çiftlerin genel sağlık durumu, yaşam tarzı alışkanlıkları (sigara, alkol kullanımı, kilo), tüp bebek merkezinin teknolojik donanımı ve deneyimi yer alır. Ayrıca, kısırlık nedeni ve süresi de başarı oranlarını etkileyen faktörlerdendir.
Tüp bebek tedavisi genel olarak güvenli bir yöntem olsa da bazı riskler ve yan etkiler içerebilir. Anne adayı için en sık görülen yan etki, yumurtalıkların uyarılması için kullanılan ilaçlara bağlı olarak gelişebilen Yumurtalıkların Aşırı Uyarılması Sendromu’dur (OHSS). OHSS, karında şişlik, ağrı, bulantı gibi belirtilerle kendini gösterebilir ve nadiren ciddi boyutlara ulaşabilir. Ayrıca, yumurta toplama işlemi sırasında hafif kanama veya enfeksiyon riski bulunmaktadır. Baba adayı için süreç genellikle daha az fiziksel risk içerir ancak sperm verme süreci ve tedavinin genel stresi psikolojik olarak etkileyebilir.
Türkiye’de tüp bebek tedavisinin maliyeti; seçilen klinik, kullanılan ilaçlar, ek testler ve uygulamalara (embriyo dondurma, genetik tarama vb.) göre önemli ölçüde değişiklik göstermektedir. Ortalama bir tüp bebek tedavisi maliyeti genellikle 120.000 TL ile 200.000 TL arasında değişebilir. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), belirli şartları karşılayan çiftlerin tüp bebek tedavi masraflarının bir kısmını karşılamaktadır. Bu şartlar arasında genellikle kadının 23 yaşından büyük, 40 yaşından küçük olması, evli olmaları, başka tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamamalarının belgelenmesi ve en az 5 yıldır genel sağlık sigortalısı olup 900 gün prim ödemiş olmaları gibi kriterler bulunur. SGK kapsamındaki destek miktarı ve deneme sayısı da yıllara göre güncellenebilir.
Embriyo dondurma (kriyoprezervasyon), tüp bebek tedavisi sırasında elde edilen kaliteli embriyoların ileride kullanılmak üzere özel yöntemlerle dondurularak saklanması işlemidir. Bu işlem genellikle vitrifikasyon adı verilen hızlı dondurma tekniği ile yapılır; embriyolar özel koruyucu sıvılarla işlendikten sonra sıvı nitrojen içerisinde (-196°C) saklanır. Dondurulmuş embriyolarla yapılan transferlerin (Frozen Embryo Transfer – FET) başarı şansı, günümüzdeki ileri dondurma ve çözme teknikleri sayesinde taze embriyo transferlerine oldukça yakındır, hatta bazı durumlarda daha yüksek bile olabilmektedir. Özellikle rahim içinin taze transfer için uygun olmadığı durumlarda veya genetik tarama sonrası sağlıklı embriyonun transferi planlandığında dondurulmuş embriyo transferi tercih edilebilir.
Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT), tüp bebek yöntemiyle elde edilen embriyoların rahme transfer edilmeden önce genetik açıdan incelenmesi işlemidir. Bu sayede embriyolardaki kromozomal anormallikler (PGT-A), tek gen hastalıkları (PGT-M) veya yapısal kromozom bozuklukları (PGT-SR) tespit edilebilir. PGT genellikle ileri kadın yaşı, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları, tekrarlayan düşük öyküsü olan çiftlere veya ailede bilinen genetik bir hastalık taşıyıcılığı olan kişilere önerilir. En önemli avantajı, genetik olarak sağlıklı embriyoların seçilerek transfer edilmesini sağlaması, böylece gebelik şansını artırması, düşük riskini azaltması ve genetik hastalıklı bir bebek doğma olasılığını düşürmesidir.

“Bu sayfada yer alan ifadeler bağlayıcı ve tedavi maksadıyla kullanılmaya uygun değildir. Sağlık sorununuzun tedavisi için kendinize en uygun tedavinin geliştirilmesi için sağlık kuruluşlarından ve uzman hekimlerden bilgi alınız”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

2nd Opinion
Phone
WhatsApp
WhatsApp
Phone
2nd Opinion