Karın bölgesinde şişlik, genellikle sindirim sistemi bozuklukları, sıvı birikimi veya organ büyümesi gibi nedenlerden kaynaklanır. Altta yatan durumun tanısı, fizik muayene ve görüntüleme yöntemleri ile yapılır. Erken teşhis, ciddi sağlık sorunlarının önlenmesi açısından önemlidir.

Karın şişliğinde sindirim sistemi kaynaklı sorunlar, gaz birikimi, kabızlık veya irritabl bağırsak sendromu gibi rahatsızlıklardan ileri gelebilir. Bu durumlarda beslenme düzeni, sıvı alımı ve yaşam tarzı değişiklikleri tedavide belirleyicidir.

Enfeksiyon ve iltihabi durumlar da karın şişliğine yol açabilir. Karın zarı iltihabı, apandisit veya karaciğer hastalıkları gibi tablolar, hızlı ilerleyebileceğinden acil tıbbi değerlendirme gerektirir.

Hormonal değişiklikler ve bazı tümörler de karın bölgesinde hacim artışına neden olabilir. Özellikle kadınlarda yumurtalık kistleri veya rahim miyomları şişlik sebebi olabilir. Düzenli kontroller, erken tespit için gereklidir.

Tüp Bebek Tedavisi Görmeniz Gerektiğini Nasıl Anlarsınız?

Tüp bebek tedavisi bir yıldan uzun süredir gebelik bulgusu rastlanmayan çiftlere uygulanabilmektedir. Gebeliğin oluşmasına kadınların ve erkeklerin birden fazla sorumluluklarının olması, kadınların iş hayatında daha fazla yer almaları, erkeklerin belli bir statüye gelmeden evlenmek istememeleri gibi birçok nedenden kaynaklanan geç yaşta evlilikte gibi nedenler sebep olabilmektedir. Ülkemizde şu an da tüp bebek tedavisini gören 2 milyonu aşkın çift  bulunmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisi Dezavantajları

Bu tedavi türü genel olarak laboratuvar işlemleri şeklinde gerçekleştirilir. Bu yüzden bazı yan etkileri olabilmektedir.  Yaşanan yan etkiler etkiler normal yollarla gebe kalınmış olsa bile görülebilecek sorunlardır.

Tüp bebek tedavisini başarıyla tamamlayan çiftler normal gebelikteki erken doğum, kan basıncı, maternal kanama, gestasyonel şeker hastalığı gibi sorunlarla uğraşmak zorunda kalabilirler. Bunların yanı sıra tüp bebek tedavisinde düşük oranı da normal gebelik ile hemen hemen aynı orandadır. Tüp bebek tedavisinin normal gebelikten iki farkı bulunmaktadır. Bu farklar;

  • Dölleme, embriyo transferinin laboratuvar ortamında gerçekleşmesi,
  • Tedavinin ilaçla desteklenmesidir.

Gebelik döneminde kullanılacak bazı ilaçlar vardır.Bu ilaçlar beraberinde ani ruh değişiklikleri, alerjik reaksiyonlar, karın bölgesinde oluşan şişlik, ishal, baş ağrılarının artması, kusma, ödem, meme hassasiyeti, mide bulantısı, ateş basması ve halsizlik olarak sıralanabilir.  Bu belirtiler ilaç tedavisinin bitmesinin hemen bir kaç gün sonrasında son bulur. Karın bölgesindeki şişlik ise bu belirtilerden farklıdır ve geçmesi biraz zaman alabilir.

Tüp Bebek Tedavisinden Sonra Karın Bölgesinde Oluşan Şişlik Neden Olur?

Tüp bebek tedavisinden sonra oluşan şişlik Ovarian Hiperstimülasyon sendromu (OHSS) olarak adlandırırılır.  Bu şişlik genellikle polistik over sendromu olan kadınlarda görülür.  Polistik over sendromu kadınlarda en sık görülen hormonal bozukluklardan biridir.  Belirtileri adet görmeme ya da çok uzun aralıklarla adet görme olarak basite indirilebilir.  Ayrıca adet döneminin düzensiz olması ise bir diğer belirtisidir.

OHSS’nin tüp bebek tedavisinden sonra sıkça karşımıza çıkma sebebi olarak yumurtalıkların gelişmesi için verilen ilaçlara aşırı cevap verilmesinden kaynaklıdır.  Kabul edilebilir yumurta sayısı ve aşırı doz yumurta alımında çok ince fakat kesin bir çizgi vardır.

Bu çizginin her hastada çizilmesi mümkün değildir. Burada çizgiden bahsedilen ilaçlardaki doz ayarlamasıdır. Ne kadar test yapılırsa yapılsın bu dozu ayarlamak her zaman mümkün olmayabilir.  Bu durumda bazen yumurta alımı engellenebilir.

Tüp Bebek Tedavisi Sonrası Karın Bölgesindeki Şişlik Ne Zaman Geçer?

Tüp Bebek Tedavisi Sonrası Karın Bölgesindeki Şişlik Ne Zaman Geçer?

Öncelikle bu şişkinlik tüp bebek tedavisi gören her kadında ortaya çıkmayabilir.  Ortalama olarak %20 – %30’unda görülür.  Bu şişkinlik sadece karın bölgesinde değil kasıklarda da görülebilir.

Eğer gebelik olmuşsa bu şişkinliğin geçmesi diğer adete kadar sürebilir. Diğer adetle beraber tamamen vücuttan atılır.

Gebelik oluşmamışsa bu şişkinliğin geçmesi için ilaç tedavisi hatta bazı hastalarda cerrahi müdahaleye kadar ilerleyebilir. Hastaların bu konuda canlarını sıkmasına gerek yoktur. Uygulanacak cerrahi müdahaleler çok basit operasyonlardır.

Yumurta toplama sonrası karında şişlik normal midir?

IVF tedavisi sırasında yumurta toplama işleminden sonra karında şişkinlik yaşanması normaldir. Östrojen hormonunun artışı nedeniyle vücutta su tutulur ve bu durum geçicidir.

Tedavi sürecinde göğüslerde ve karında görülen şişkinlikler, hormon seviyelerinin yükselmesiyle ilişkilidir. Dolayısıyla, bu şişkinliklerin ortaya çıkması endişe verici olmamalıdır. Hormonal değişiklikler, vücudun doğal tepkisi olarak kabul edilir.

Tedavi tamamlandığında, bu etkilerin azaldığı gözlemlenir. Özellikle, karın bölgesindeki şişkinlik, tedavinin bir parçası olarak görülmelidir. Hastaların bu süreçte sabırlı olmaları ve normal karşılamaları önemlidir. Sonuç olarak, bu tür semptomlar geçici olup tedavi sonrasında düzelme beklenir.

Transfer sonrası karında şişlik neden olur?

Yumurta toplama işlemi sonrası karında şişlik bazen görülebilir. Bu, genellikle yumurtalıkların aşırı uyarılmasından kaynaklanan hafif bir yan etkidir. Şişlik, karın bölgesinde hafif bir rahatsızlık yaratarak birkaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşebilir.

Bununla birlikte bazı bireylerde durum daha ağır seyredebilir. Özellikle Ovaryen Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) riski bulunmaktadır. OHSS, ciddi vakalarda karın ağrısı, kilo alımı, mide bulantısı gibi semptomlar gösterebilir.

Ayrıca ishal, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtiler de oluşabilir. Şiddetli semptomlar görüldüğünde sağlık profesyoneline başvurmak gerekmektedir. Herhangi bir ağrı ya da rahatsızlık hissi devam ederse vakit kaybetmeden doktora danışılmalıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Yumurtalıkların Aşırı Uyarılma Sendromu’nun (OHSS) tüp bebek başarısı üzerindeki etkisi, sendromun şiddetine göre değişir. Hafif OHSS vakalarının genellikle embriyo tutunması veya gebelik oranları üzerinde olumsuz bir etkisi gözlenmemiştir. Ancak, şiddetli OHSS gelişirse, anne adayının sağlığını korumak amacıyla embriyo transferi ertelenebilir ve embriyolar dondurularak daha sonraki bir dönemde transfer edilebilir (freeze-all stratejisi). Bu yaklaşım, OHSS’nin gebelikle birlikte daha da kötüleşmesini engeller ve dondurulmuş embriyo transferi ile elde edilen başarı oranları genellikle taze transferle benzer veya daha iyi olabilir. Dolayısıyla, doğru yönetimle OHSS’nin başarıya nihai etkisi minimize edilebilir.
Evet, OHSS riskini azaltmak için tüp bebek tedavisinde çeşitli stratejiler ve protokoller mevcuttur. Özellikle yüksek riskli hastalarda (örneğin polikistik over sendromu olanlar veya daha önce OHSS öyküsü bulunanlar), daha düşük dozda yumurtalık uyarıcı ilaçlar kullanılabilir. GnRH antagonist protokolleri, hCG yerine GnRH agonisti ile yumurta olgunlaştırma tetiklemesi yapılmasına olanak tanıyarak OHSS riskini önemli ölçüde düşürür. Bir diğer etkili yöntem ise tüm embriyoların dondurulup (freeze-all), transferin daha sonraki, doğal veya kontrollü bir rahim hazırlığı siklusunda yapılmasıdır. Bu, özellikle geç başlangıçlı OHSS riskini ortadan kaldırır.
Şiddetli OHSS, genellikle uygun tedaviyle tamamen iyileşen akut bir durumdur ve çoğu kadında kalıcı uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açmaz. Ancak, nadir de olsa şiddetli OHSS vakalarında tromboemboli (kan pıhtılaşması), böbrek veya karaciğer fonksiyon bozuklukları gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir ve bu durumlar iyileşme sonrasında dahi takip gerektirebilir. Mevcut bilimsel literatür, iyileşmiş bir şiddetli OHSS atağının doğrudan belirli kronik hastalıklara neden olduğuna dair güçlü kanıtlar sunmamaktadır. Yine de, böyle bir durum yaşayan kadınların genel sağlık kontrollerini düzenli yaptırmaları önerilir.
Hafif OHSS belirtileri genellikle doktor tavsiyesiyle evde yönetilebilir. Bol sıvı tüketimi, özellikle elektrolit içeren içecekler (günde en az 2-3 litre) vücudun sıvı dengesini korumaya yardımcı olur ve semptomların hafiflemesine katkıda bulunabilir. Yüksek proteinli bir diyet (örneğin et, balık, yumurta, baklagiller) de önerilmektedir. İstirahat önemlidir ancak kan pıhtılaşması riskini azaltmak için hafif yürüyüşler gibi nazik hareketler faydalı olabilir. Karın bölgesini sıkmayan, rahat giysiler tercih edilmelidir. Ağrı için doktorun önerdiği basit ağrı kesiciler kullanılabilir. Şiddetli karın ağrısı, hızlı kilo alımı, nefes darlığı gibi durumlarda derhal doktora başvurulmalıdır.
OHSS geliştikten sonra bir sonraki tüp bebek denemesine geçmeden önce genellikle en az bir veya iki adet döngüsünün tamamlanması ve yumurtalıkların normale dönmesi beklenir. Bu süre, OHSS’nin şiddetine ve kişinin iyileşme hızına göre doktor tarafından ayarlanır. OHSS’nin bir sonraki denemede tekrarlama riski mevcuttur, özellikle altta yatan risk faktörleri (polikistik over sendromu gibi) devam ediyorsa. Ancak, doktorlar önceki OHSS deneyimini göz önünde bulundurarak yeni tedavi protokolünü dikkatle planlar. Stimülasyon dozlarını düşürmek, farklı ilaç protokolleri kullanmak (örneğin antagonist protokol ve agonist tetikleme) veya tüm embriyoları dondurmak gibi önlemlerle tekrarlama riski önemli ölçüde azaltılabilir.

“Bu sayfada yer alan ifadeler bağlayıcı ve tedavi maksadıyla kullanılmaya uygun değildir. Sağlık sorununuzun tedavisi için kendinize en uygun tedavinin geliştirilmesi için sağlık kuruluşlarından ve uzman hekimlerden bilgi alınız”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

2nd Opinion
Phone
WhatsApp
WhatsApp
Phone
2nd Opinion