Adet döngüsü (siklusu), kadın vücudunun her ay kendini olası bir gebeliğe hazırlamak için yürüttüğü doğal ve döngüsel bir süreçtir. Ergenlik döneminden itibaren, vücut bu döngü boyunca bir yandan rahmin iç tabakasını olgunlaştırmaya, bir yandan da yumurtalıklarda yumurta hazırlamaya başlar. Bu süreç herhangi bir gebelik gerçekleşmediğinde rahim iç tabakasının dökülmesiyle (yani adet kanaması) sonlanır ve döngü yeniden başa döner. Günlük yaşamda kimi zaman tatsız kramplar, duygu dalgalanmaları veya enerji düşüklüğüyle anılsa da aslında bu döngü sağlığın ve doğurganlık potansiyelinin en önemli göstergelerinden biridir.

Adet Döngüsü (Siklusu) Neden Önemlidir?

Adet döngüsü (siklusu) önemlidir çünkü hem üreme sağlığının hem de genel beden dengesinin bir aynası olarak kabul edilir. Bu döngünün düzenli olması çoğu zaman hormonal sistemin uyumlu çalıştığı anlamına gelir. Örneğin kalbin atışı, soluk alıp verme hızı veya sindirim sisteminin düzeni gibi, adet döngüsü de bedenin iç düzenine dair ipuçları sunar. Eğer bu süreç alışılmış düzeninde gitmezse, altta yatan bazı tıbbi veya duygusal etkenler söz konusu olabilir.

Bu döngünün düzenli olması üreme isteği açısından da ciddi anlam taşır. Düzenli bir döngü, yumurtlamanın planlandığı zamanlarda gerçekleştiğinin sinyalini verir. Aynı zamanda, bedenin ihtiyacı olan hormonların doğru miktarlarda salgılandığını ve rahmin doğru şekilde hazırlandığını gösterir. Böylece gebelik düşünüldüğünde, zamanlamayı daha sağlıklı planlamak veya olası sorunları daha erken fark etmek mümkün hale gelir. Bunun yanında, adet döngüsü düzeni bazen stres düzeyimizi bile yansıtabilir. Aşırı stres, yoğun egzersiz veya önemli kilo dalgalanmaları olduğunda döngü kolayca sapma gösterebilir ve bu durum her kadının hayatında geçici de olsa yaşanabilir.

Adet Döngüsü (Siklusu) Tam Olarak Nasıl Başlar ve Nasıl İlerler?

Adet döngüsü (siklusu) her ay rahim iç tabakasının dökülmesiyle başlayan ve bir sonrakine dek devam eden bir süreçtir. Adet kanamasının ilk günü, döngünün başlangıcı olarak kabul edilir. O andan itibaren vücut, yeni bir yumurtanın gelişmesine ve rahmin tekrar olası bir gebeliğe hazırlanmasına koyulur. Bu süreç boyunca yumurtalıklardan östrojen ve progesteron gibi hormonlar salınır. Hormon salınımı, beyin tabanındaki hipofiz bezi ve hipotalamus adı verilen merkezlerden yönetilir.

Döngünün başlangıcında rahmin iç duvarı yani endometrium önce incelir çünkü adetle birlikte eski tabaka dışarı atılmış olur. Vücut, en kaliteli yumurtayı seçmek için farklı hormon dalgalanmaları yaratır. Bir yumurta öne çıkar ve büyümeye devam ederken, diğerleri geri planda kalır. Yumurtlama günü yaklaştığında ise vücut, döngünün ortasına doğru yumurtayı salabilmek için luteinize edici hormon adıyla bilinen LH’i ani şekilde yükseltir. Bu artışla birlikte yumurta çatlar ve fallop tüpüne doğru yol alır. Eğer yumurta döllenmezse, hormonlar yavaş yavaş düşer ve rahim iç tabakası bir sonraki adet kanamasıyla atılır. Böylece her şey sıfırdan başlar.

Adet Döngüsü (Siklusu) Evreleri Nelerdir?

Adet döngüsü (siklusu) genellikle dört ana evreden oluşur. İlk evrede adet kanaması meydana gelir. Rahminizin, önceki döngüde hazırladığı dokular artık kullanılmayacağı için vücuttan atılır. İkinci evre foliküler faz olarak bilinir ve bu aşamada yumurtalıkta yumurta büyürken rahim içi tabakası da yeniden kalınlaşmaya başlar. Üçüncü evre ovülasyon (yumurtlama) olarak adlandırılır ve döngünün en önemli dönüm noktasıdır. Dördüncü evre ise luteal fazdır; yumurta döllense de döllenmese de rahim kendini son ana kadar hazır tutmaya çabalar.

Adet kanaması evresi vücudun “Hazırladığım bu evi bu ay kullanmıyorum, döküyorum ve tazeliyorum” deme şeklidir. Foliküler faz, bir tohumun toprağa ekilmeye hazırlandığı anları andırır. Çünkü hem yeni bir yumurta gelişir hem de rahim astarı tazelenir. Ovülasyon ise “Yumurtanın serbest bırakılması” olarak düşünülebilir. Bu evrede doğurganlık zirvededir. Luteal faz ise “Bekleme ve hazırlık” aşamasıdır. Eğer döllenme yaşanırsa döngü duraklar ve gebelik başlar. Aksi takdirde, rahim iç tabakası yeniden dökülmeye hazır hale gelir.

Ovülasyon (Yumurtlama) Adet Döngüsü (Siklusu) İçinde Ne Anlama Gelir?

Ovülasyon (yumurtlama), adet döngüsü (siklusu) içinde bir kadının gebe kalabileceği en kritik aşamadır. Düz söylemek gerekirse, yumurtlama olmazsa doğal yollarla hamilelik gerçekleşmez. Bu evre, genellikle döngünün ortasına denk gelir. Örneğin 28 günlük klasik bir döngüde ovülasyon yaklaşık 14. günde beklenir. Ancak herkesin süresi farklı olduğundan, bazılarında 10. günde bazılarında ise 16. günde meydana gelebilir.

Yumurta serbest kalınca, fallop tüpü dediğimiz kanalın içine doğru “süzülür” ve eğer o dönemde canlı spermle karşılaşırsa döllenme ihtimali ortaya çıkar. Bu serbest kalan yumurta yaklaşık 24 saat boyunca döllenme için açıktır. Yani aslında çok dar bir zaman penceresinden söz edilir. Bazı insanlar hafif kasık ağrısı ya da artan vajinal akıntı yoluyla kendi yumurtlama zamanlarını fark edebilir. Sperm, kadın vücudunda birkaç gün canlı kalabileceğinden, yumurtlamadan önceki birkaç gün de gebe kalma şansı devam eder. Ovülasyonun doğru gözlemlenmesi ya da takip edilmesi, çocuk sahibi olmak isteyenler için oldukça değerlidir.

Adet Döngüsü (Siklusu) Boyunca Vücutta Hangi Değişiklikler Yaşanır?

Adet döngüsü (siklusu) boyunca vücut, hormon seviyelerinin yükselip alçalmasıyla birçok değişiklik yaşar. En açık ifadesiyle, her evrenin kendine özgü belirtileri olabilir. Adet döneminin ilk günlerinde bazen karın krampları, halsizlik veya duygu dalgalanmaları hissedilebilir. Bu durum rahmin kasılarak eski tabakayı atmasından kaynaklanır. Foliküler aşamaya geçildikçe enerji düzeyinde artış, ten kalitesinde iyileşme veya daha pozitif bir ruh hali görülebilir. Çünkü östrojen yavaşça tırmanmaya başlar.

Yumurtlama yaklaşırken vajinal akıntı genellikle daha berrak, uzayabilen ve kaygan bir hale gelir. Bu durum spermin daha rahat yol almasını sağlayan biyolojik bir mekanizmadır. Bazı kişilerde göğüslerde hafif hassasiyet, karın şişkinliği veya hafif derecede kasık ağrısı ortaya çıkabilir. Ovülasyonu takiben luteal faza girildiğinde progesteron hormonu devreye girer. Bu dönemde vücut ısısı çok hafif yükselir. Göğüsler daha duyarlı hissedilebilir ve bazen ruh hali iniş çıkışları yaşanabilir. Eğer döllenme olmazsa adet kanaması tekrar başlayana kadar vücut hamilelik için sağladığı bu hazırlıkları sonlandırır.

Adet Döngüsü (Siklusu) Kaç Gün Sürer ve Ne Zaman Normal Kabul Edilir?

Adet döngüsü (siklusu) ortalama 28 gün sürer ancak 21 ila 35 gün arası normal kabul edilir. Tek cümlede dile getirmek gerekirse, düzenli olduğu sürece 21, 24, 30 veya 33 günlük döngüler de “sağlıklı” sınıfa girebilir. Bu süre, bir adet kanamasının ilk gününden bir sonraki adet başlangıcına kadar sayılır. Gençlik döneminde döngü daha uzun veya düzensiz olabilir. Hatta ilk regl olmaya başlanan birkaç yıl içinde dalgalanmalar normaldir. Yaş ilerledikçe döngü daha düzenli bir ritim kazanabilir.

Menopoz öncesi döneme girildiğinde de döngü sıklığı ve süresi yeniden dalgalanabilir. Örneğin 40’lı yaşlara yaklaşan bazı kişilerde adetler sıklaşırken, kimilerinde seyrekleşir. Tüm bu değişiklikler hormonların düzenli salgılamalarına bağlı olarak gelişir. Eğer adetler üç ay boyunca hiç görülmezse ya da çok sık aralıklarla kanama yaşanırsa, bir sağlık uzmanıyla görüşmek iyi bir fikirdir. bu tip sapmalar bazen basit hormonal dalgalanmaların dışında, farklı bir durumun habercisi olabilir.

Adet Döngüsü (Siklusu) İle İlgili Sık Karşılaşılan Sorunlar Nelerdir?

Adet döngüsü (siklusu) ile ilgili karşılaşılan sorunlar içinde en yaygın olanlar düzensiz adetler, aşırı ağrılı kanamalar ve hiç adet görememe olarak özetlenebilir. Kısa bir ifadeyle, her kadında zaman zaman ufak düzensizlikler olabilir fakat bunlar uzun sürerse mutlaka ciddiye almak gerekir. Örneğin amenore adı verilen durum hiç adet görmeme şeklinde kendini gösterir. Bu sorun hormonal bozukluklardan, aşırı kilo kaybından, stres faktörlerinden veya yumurtalıklardaki farklı problemlerden kaynaklanabilir.

İnfertilite (kısırlık) şüphesine yol açan bir diğer konu da anovulasyon yani yumurtlamanın gerçekleşmemesidir. Bu durumda adet düzensizlikleri gözlemlenebilir veya kanama olsa bile yumurtlama olmayabilir. Polikistik over sendromu (PKOS), tiroit bozuklukları, prolaktin yüksekliği veya aşırı kilo problemi gibi durumlar anovulasyona yol açabilir. Başka bir sık rastlanan sorun da oligomenore denilen seyrek adet görme halidir. 35 günden uzun aralıklarla adet görülmesi bu sınıfa girer. Bunun dışında, çok yoğun kanama (menoraji) hem günlük hayatı etkiler hem de uzun vadede kansızlık sorununa yol açabilir. Eğer adet döneminde saatte birden fazla ped değiştirmek gerekiyorsa veya ciddi pıhtılar geliyorsa, doktor değerlendirmesi büyük önem taşır. Erken müdahale, olası kansızlık ve diğer komplikasyonları önlemeye yardımcı olabilir.

Adet Döngüsü (Siklusu) Düzenini Nasıl Koruyabilirim?

Adet döngüsü (siklusu) düzenini korumak adına sağlıklı ve dengeli bir yaşam tarzı benimsemek gerekir. İlk olarak ifade etmek gerekirse, yeterli dinlenme ve ölçülü egzersiz, stresi azaltmanın yanı sıra hormon dengesini de korur. Beslenmede protein, sebze, meyve ve tam tahılların yer aldığı bir düzen uygulandığında, vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineraller karşılanır. Özellikle demir, D vitamini, kalsiyum ve çinko gibi besinlerin yetersiz alınması döngünün dengesini etkileyebilir.

Stresle baş etmek de adet düzeni için kilit noktalardan biridir. Derin nefes egzersizleri, yürüyüş ve hoşlandığınız aktiviteler size iyi gelebilir. Ani kilo kayıpları veya aşırı egzersiz vücudun “kıtlık alarmına” benzer bir tepki vermesine ve hormon üretimini azaltmasına neden olabilir. Benzer biçimde aşırı kilo alımı da hormon dalgalanmalarına yol açabilir. Bunların yanı sıra gece uykusunun yeterli alınması ve alkol ile sigara kullanımının sınırlandırılması da yarar sağlar. Adet periyodunuzu düzenli olarak bir takvimde ya da telefon uygulamasında takip etmek, farkında olmadan gelişen değişimleri görmek açısından önemlidir. Böylece sürenizde belirgin bir kayma ya da alışılmadık bir yoğunluk hissettiğinizde erken fark edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2nd Opinion
Phone
WhatsApp
WhatsApp
Phone
2nd Opinion