Adet Öncesi Sendromu (PMS) adet döngüsünün son haftasında ortaya çıkan belirtilerle bilinir. Çoğu kadında ruh hali değişimleri ve fiziksel rahatsızlıklar yaşanır ancak bazıları daha yoğun belirtiler hissedebilir. Bu dönemde yaygın olarak şişkinlik, yorgunluk ve anksiyete gibi sorunlar ortaya çıkar. Belirtiler genellikle adet kanamasının başlamasıyla kaybolur fakat hayat kalitesini etkileyebilir. PMS belirtileri hafifletmek için düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme önemlidir. Eğer şikayetler ağır seyrediyorsa antidepresan veya hormonal ilaçlar doktor tarafından önerilebilir. Bu nedenle uygun tedavi ile semptomlar yönetilebilir ve yaşam kalitesi artırılabilir.

TanımAdet döngüsünün luteal fazında (adet öncesi) ortaya çıkan duygusal ve fiziksel semptomlar topluluğudur; adet başlangıcı ile birlikte semptomlar azalır veya kaybolur.
NedenleriHormonal değişiklikler (östrojen ve progesteron seviyelerinin değişimi), beyindeki serotonin seviyelerindeki dalgalanmalar ve genetik yatkınlık.
Yaygın BelirtilerDuygusal: Sinirlilik, anksiyete, depresif ruh hali, yorgunluk, uyku sorunları.

Fiziksel: Karın ağrısı, şişkinlik, göğüs hassasiyeti, baş ağrısı, iştah değişiklikleri.

Tanı KriterleriSemptomların adet döngüsüyle ilişkili olması, genellikle adet öncesi bir hafta içinde başlaması ve adet başlangıcıyla hafiflemesi; semptomların tekrarlayıcı olması.
Tedavi Yöntemleri– İlaç Tedavisi: Antidepresanlar (SSRI), doğum kontrol hapları, ağrı kesiciler.

– Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, stresten kaçınma.

Alternatif TedavilerBitkisel takviyeler (örneğin, çuha çiçeği yağı, B6 vitamini), akupunktur, yoga, meditasyon.
Yaşam Tarzı ÖnerileriGünlük rutinde egzersiz, dengeli beslenme (şeker ve tuz alımını sınırlama), düzenli uyku ve kafeini azaltma; stres yönetimi teknikleri (örneğin, nefes egzersizleri).
Olası KomplikasyonlarPMS şiddetliyse, günlük yaşamı etkileyebilir; nadiren, daha ciddi bir durum olan premenstrüel disforik bozukluğa (PMDD) dönüşebilir.

Premenstrüel Sendrom (PMS) Nedir?

Premenstrüel Sendrom (PMS) adet döngüsünün luteal fazında görülen belirtiler bütünüdür. Bu belirtiler adet başlamadan 5 ila 10 gün önce ortaya çıkmakta ve adet kanaması başladığında ya da hemen sonrasında hafiflemektedir. PMS belirtileri hafif rahatsızlıklardan günlük yaşamı önemli ölçüde etkileyen daha ciddi şikayetlere kadar çeşitlilik gösterir.

PMS belirtileri fiziksel duygusal ve bilişsel olmak üzere farklı gruplara ayrılabilir:

  • Fiziksel Belirtiler: Şişkinlik baş ağrısı yorgunluk ve meme hassasiyeti yaygın olarak görülür.
  • Duygusal Belirtiler: Ruh hali değişiklikleri sinirlilik anksiyete ve depresyon gibi belirtiler sıklıkla yaşanır.
  • Bilişsel ve Davranışsal Belirtiler: Konsantrasyon güçlüğü iştah değişiklikleri ve uyku bozuklukları da yaygındır.

Bu belirtilerin şiddeti kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte bazı kadınlar daha ağır etkiler yaşayabilir. PMS’nin en şiddetli formu olarak kabul edilen adet öncesi disforik bozukluk (PMDD) kadınların %3 ila %8’ini etkileyebilir. PMDD şiddetli ruh hali değişimleri anksiyete ve depresyon ile ilişkili olup bu belirtiler bireyin günlük işlevlerini ciddi şekilde bozabilir.

Tedavi seçenekleri kişinin yaşadığı semptomların yoğunluğuna göre şekillenir. Düzenli egzersiz dengeli bir diyet ve stres yönetimi teknikleri temel yaklaşımlar arasındadır. Daha şiddetli belirtiler içinse antidepresanlar hormonal kontraseptifler ya da NSAID’ler gibi ilaçlar reçete edilebilir.

PMS’in Yaygın Belirtileri Nelerdir?

Adet Öncesi Sendromu (PMS) kadınlarda adet döngüsünün ikinci yarısında ortaya çıkan çeşitli fiziksel ve duygusal belirtilerle karakterize edilir. Bu belirtiler genellikle adet kanamasından önceki günlerde başlar ve adetle birlikte sona erer. PMS belirtileri her kadında farklı şiddette görülebilir fakat çoğunlukla öngörülebilir bir döngü takip eder. PMS’in yaygın belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Özellikle karın bölgesinde şişkinlik hissi ve ağırlık şikayetleri yaygındır. Bu durum bazı kadınlarda kilo artışına neden olabilir.
  • Hormonal değişiklikler meme dokusunda hassasiyet ve şişkinliğe yol açabilir bu da dokunmaya karşı duyarlılığı artırabilir.
  • Hormonal dalgalanmalar baş ağrılarını tetikleyebilir. Bu dönemde migren sorunu olan kadınlar için ağrılar daha yoğun hissedilebilir.
  • Belirgin enerji eksikliği ve yorgunluk hissi birçok kadında yaygındır. Bu durum günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırabilir.
  • Hormonlardaki değişimlerle birlikte ciltte sivilcelenme ortaya çıkabilir. Bu yüz ve vücutta belirgin hale gelir.
  • Bazı kadınlar kabızlık veya ishal gibi sindirim sorunları yaşar. Bu belirtiler de genellikle döngüye bağlı olarak ortaya çıkar.
  • Sırt, kas veya eklem ağrısı gibi yaygın ağrılar bu dönemde bazı kadınları rahatsız edebilir.

PMS’in duygusal belirtileri ise ruh hali değişimleri anksiyete sinirlilik ve konsantrasyon güçlüklerini içerir.

PMS’in Nedenleri Nelerdir?

Premenstrüel Sendrom (PMS) adet döngüsü süresince yaşanan hormon dalgalanmaları ile yakından ilişkilidir. Östrojen ve progesteron seviyelerindeki değişimler özellikle döngünün ikinci yarısında ortaya çıkarak beyin kimyasında belirgin değişikliklere neden olur. Östrojen hormonu serotonin üretimini destekleyerek ruh hali üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Ancak progesteron serotonin etkisini azaltarak sinirlilik ve depresyon gibi belirtileri tetikleyebilir. Hormonal dalgalanmalar ve nörotransmitterlerdeki dengesizlikler PMS belirtilerinin ana kaynağını oluşturur. Serotonin eksikliği PMS sırasında sıkça görülen duygusal belirtilerle yakından ilişkilidir.

PMS Nasıl Teşhis Edilir?

Adet öncesi sendromu (PMS) tanısı adet döngüsüne bağlı belirti ve semptomların dikkatle gözlemlenmesiyle konur. Tanı süreci belirli bir kan testi gerektirmez ancak iki ardışık adet döngüsünde görülen belirtilerin kaydedilmesi büyük önem taşır. Sağlık uzmanı hastadan semptomlarını günlük veya takvim gibi bir araçla takip etmesini ister. Bu belirtilerin döngüsel yapısını doğrulamak açısından faydalıdır. PMS teşhisi için semptomlar adet öncesi luteal fazda başlamalı ve adet döneminin başlamasıyla sona ermelidir.

PMS’nin tanısında en az bir duygusal ve bir fiziksel semptomun mevcut olması gereklidir. Bu semptomlar şunları içerebilir:

  • Duygusal Semptomlar: Depresyon anksiyete sinirlilik ve ruh hali değişimleri
  • Fiziksel Semptomlar: Şişkinlik meme hassasiyeti ve baş ağrıları

Sağlık uzmanları belirtilerin kişinin günlük yaşamına etkisini ve semptomların döngüsel yapısını değerlendirmeye özen gösterir. Adet sonrası belirtilerin kaybolup kaybolmadığı da göz önünde bulundurulur. Diğer sağlık durumları örneğin depresyon veya tiroid problemleri benzer belirtilere neden olabileceği için gerektiğinde bu durumları elemek amacıyla tiroid testleri veya ruh sağlığı taramaları yapılabilir.

Hastaların en az iki adet döngüsü boyunca düzenli olarak semptom günlüğü tutması tavsiye edilir. Bu yöntemle uzmanlar belirtilerin sürekli olarak adet öncesi dönemle ilişkili olup olmadığını daha doğru bir şekilde belirleyebilir. Bu süreç PMS’nin doğru teşhisi için temel bir adımdır ve tanı koyma sürecini destekler.

PMS Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Adet Öncesi Sendromu’nun (PMS) yönetiminde çeşitli tıbbi tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu seçeneklerden ilki steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlardır (NSAID’ler). Özellikle semptomların başlangıcında alındığında daha etkili olur. Diğer bir tedavi seçeneği ise hormonal tedavilerdir.

  • Doğum kontrol hapları hormon seviyelerini düzenlemeye yardımcı olarak yumurtlamayı önler.
  • Ayrıca östrojen ve progesteron üretimini baskılayan hormonal tedaviler de bazı kadınlara fayda sağlar.

Son olarak antidepresanlar da etkili tedavi seçenekleri arasında yer alır. Özellikle premenstrüel disforik bozukluğu (PMDD) yaşayan kadınlarda önemli faydalar sağlar.

Sıkça Sorulan Sorular

PMS’nin en yaygın belirtileri nelerdir?

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu (PMS), üreme çağındaki kadınların önemli bir kısmını etkiler; küresel prevalans oranları bazı bölgelerde %47,8 ile %98 arasında değişmektedir. Yaygın belirtiler arasında aşerme (%85,28), ruh hali değişimleri veya anksiyete (%64,18) ve yorgunluk (%57,3) bulunur. Diğer sık görülen belirtiler arasında sinirlilik, karın şişkinliği, göğüs hassasiyeti, baş ağrısı ve eklem veya kas ağrıları yer alır. Bu belirtilerin şiddeti ve kombinasyonu, bireyler arasında değişkenlik gösterebilir ve günlük aktiviteleri ile yaşam kalitesini etkileyebilir.

Hangi faktörler PMS belirtilerini tetikler?

Adet öncesi gerginlik sendromu (PMS), adet gören bireylerin yaklaşık %40’ını etkiler ve bunların %3-8’inde daha şiddetli bir form olan premenstrüel disforik bozukluk (PMDD) görülür. PMS semptomlarını tetikleyen başlıca faktörler arasında hormonel değişiklikler, özellikle adet döngüsündeki östrojen ve progesteron seviyelerindeki normal dalgalanmalara duyarlılık yer alır. Psiko-sosyal faktörler de önemli bir rol oynar; Örneğin döngü başında stres yaşayan kadınlar daha belirgin adet öncesi semptomlar yaşama eğilimindedir. Yaşam tarzı faktörleri de semptomları etkileyebilir; kafein ve alkol tüketimi, egzersiz eksikliği gibi alışkanlıklar, PMS semptomlarını şiddetlendirebilir. Ayrıca biyolojik ritimlerdeki bozulmalar, uyku düzenindeki değişiklikler ve düşük melatonin seviyeleri, PMS’in daha şiddetli olmasına neden olabilir.

PMS tedavisinde hangi ilaçlar ve yöntemler kullanılır?

Tedavi yaklaşımları, farmakolojik ve farmakolojik olmayan yöntemleri içerir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) yaygın olarak reçete edilir ve 1995 ile 2013 yılları arasında, Birleşik Krallık’ta, bu ilaçların tercih edilen tedavi seçeneği haline geldiği görülmüştür. Hormonal tedaviler, özellikle kombine oral kontraseptifler (KOK’lar) de kullanılmaktadır ve bu tedaviye olan ilgi aynı dönemde artmıştır. B6 vitamini ve magnezyum takviyeleri gibi destekleyici tedaviler de araştırılmaktadır ancak etkinlikleri konusunda kanıtlar sınırlıdır. Farmakolojik olmayan yöntemler, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve yaşam tarzı değişiklikleri (düzenli egzersiz ve beslenme değişiklikleri gibi) ile semptomların hafifletilmesi önerilmektedir. Ancak PMS’den etkilenen kişilerin sadece %48’i tıbbi yardım alırken, çoğu kişi ağrı kesiciler (%36,4) veya evde kullanılan ilaçlar gibi yöntemleri tercih etmektedir. Tedavi seçimi, semptomların şiddetine ve hastaların tercihlerine göre kişiselleştirilmelidir.

PMS’yi hafifletmek için beslenme ve yaşam tarzı önerileri nelerdir?

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu (PMS) belirtilerini hafifletmek için şu diyet ve yaşam tarzı önerilerine dikkat edilebilir: Kalsiyum ve D vitamini alımını artırmak: Düşük yağlı süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler ve fortifiye bitkisel alternatifler gibi kalsiyum açısından zengin besinler, PMS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. D vitamini, yağlı balıklarda ve fortifiye gıdalarda bulunur ve kalsiyum emilimini destekler. Kompleks karbonhidratlar tüketmek: Kan şekeri seviyelerini dengelemek için tam tahıllar, baklagiller, meyveler ve sebzeler diyetinize dahil edilebilir. Tuz, kafein ve alkolü sınırlamak: Aşırı sodyum alımını azaltmak şişlik ve su tutulumunu azaltabilir, kafein ve alkol sınırlaması ise meme hassasiyeti ve uyku bozukluklarını hafifletebilir. Yeterli magnezyum ve B6 vitamini almak: Magnezyum açısından zengin besinler (Örneğin kuruyemişler, tohumlar, tam tahıllar) ve B6 vitamini açısından zengin besinler (Örneğin tavuk, balık, muz) PMS belirtilerini hafifletebilir. Düzenli fiziksel aktivite yapmak: Aerobik egzersizler (Örneğin yürüyüş, koşu, yüzme), ruh halini iyileştirebilir ve PMS’ye bağlı yorgunluğu azaltabilir. Stres yönetimi teknikleri uygulamak: Yoga, meditasyon ve derin nefes alma gibi aktiviteler, stresi yönetmeye yardımcı olabilir ve PMS belirtilerinin şiddetini azaltabilir. Düzenli uyku alışkanlıkları edinmek: Kaliteli uyku, hormonları düzenler ve PMS’ye bağlı yorgunluk ve ruh hali değişimlerini hafifletebilir. Bu diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri, PMS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir.

PMS ile ilişkili ciddi semptomlar hangi durumlarda görülür?

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu (PMS) belirtileri, günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebilecek şekilde yaklaşık %5 kadın arasında gözlemlenmektedir. Yaygın PMS belirtileri arasında ruh hali değişimleri veya anksiyete (%64), yorgunluk (%57) ve yemek isteği (%85) bulunmaktadır. PMS’nin küresel yaygınlığı son birkaç on yılda artmış olup, 1990 yılında 652,5 milyon olan prevalans 2019 yılında 956 milyon seviyesine çıkarak %46,5’lik bir artış göstermektedir. Erken adet başlangıcı, stres ve bazı yaşam tarzı seçimleri, PMS’nin daha yaygın görülmesine neden olmaktadır. Ayrıca PMS; intihar ve kazalar, işe ve okula devamsızlık, düşük akademik performans ve akut psikiyatrik sorunlar gibi yüksek oranlarla ilişkilidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2nd Opinion
Phone
WhatsApp
WhatsApp
Phone
2nd Opinion